İSTİKLAL MARŞIMIZ VE KABULU
1 sayfadaki 1 sayfası
İSTİKLAL MARŞIMIZ VE KABULU
İSTİKLAL MARŞIMIZ VE KABULU
23 Nisan 1920’ de Türkiye Büyük Millet Meclisi açılır. 1920 yazı içinde ülke topraklarının büyük bir bölümü işgal altındadır. Ankara düzenli bir ordu kurma çalışmaları içindedir. İstanbul Hükümeti Mondros Ateşkes hükümleri gereğince orduyu terhis etmiştir. Yeni bir ordu kurma çalışmalarında ise sayısız güçlüklerle karşılaşılmaktadır.
Meclis hükümeti yeni bir ordu kurarken bu orduyu ayakta tutacak, ona moral verecek güçleri de harekete geçirme çabasındadır. Yayınlanan gazeteler halkı işgal güçlerine karşı direnmeye, birlik olmaya, cesaret vermeye uğraşmaktadırlar. Gazete ve dergilerden önemli miktarları hükümet tarafından satın alınarak cephelere yönlendirilmekte, mitingler düzenlemekte ve camilerde vaazlar verilmektedir.İstiklal Marşı da halkın ve ordunun moral gücünü yükselteceği düşünülerek gündeme getirilmiştir.
Dönemin eğitim bakanı Rıza Nur hatıralarında marş yarışmasını kendisinin açtırdığını yazar:”Yüce ihtilal ve savaş günleri. Böyle zamanlarda milletler en güzel milli marşlarını yaparlar.Bir milli marşın güfte ve bestesini yapana beş yüz lira maddi mükafat vereceğimi ilan ettim.”
Gazetelerde ise İstiklal Marşı yarışması şöyle duyurulur:“Şairlerimizin dikkatine:
Milletimizin dahili ve harici İstiklal uğruna girişmiş olduğu mücadeleyi ifade ve terennüm için bir İstiklal Marşı. Umur-u Maarif Vekili Celilesi’ nce müsabakaya vazedilmiştir.İşbu müsabaka, 23 Kanun-u evvel sene 36 tarihine kadar olup bir heyeti edebiye tarafından,gönderilen eserler arasından intihap edilecektir ve kabul edilen eserin güftesi için beş yüz lira mükafat verilecektir.
Ve yine laakal beş yüz lira tahsis edilecek olan beste için bilahare ayrıca bir müsabaka açılacaktır. Bütün müracaatlar Ankara’ da Büyük Millet Meclisi Maarif Vekaletine yapılacaktır.”
Büyük Millet Meclisine ve Mustafa Kemal ‘e muhalif Peyami Sabah gazetesi “Milli marş tanzim ediyeler” başlığı ile verdiği haberde “Dün gelen Anadolu gazetelerinde Ankara Maarifi vekaletinin garip bir ilanı nazarı dikkatimizi cezp etti.” sözleriyle okuyucularına duyurur.
Son şiir gönderme tarihi olan 23 aralık 1920’ den sonra Eğitim Bakanlığı güfteleri incelemiş ancak içlerinde İstiklal Marşı olabilecek bir eser bulamamıştır. Bakan Hamdullah Suphi, Mehmet Akif ‘in marşa ödül koyulması nedeniyle katılmadığını öğrenince şaire yazdığı mektupta ödül konusunun uygun bir şekilde çözümlenebileceğini ve yarışmaya katılmasını belirtir:
"Pek aziz ve muhterem efendim;
İstiklâl Marşı için açılan müsabakaya, iştirak buyurmamalarındaki sebebin izalesi için pek çok tedbirler vardır. Zat-ı üstadanelerinin matlup şiiri vücuda getirmeleri, maksadın husulü için son çare olarak kalmıştır. Asil endişenizin icap ettirdiği ne varsa hepsini yaparız. Memleketi bu müessir telkin ve tehyiç [heyecanlanma] vasıtasından mahrum bırakmamanızı rica ve bu vesile ile en derin hürmet ve muhabbetimi arz ve tekrar eylerim efendim."
5 Şubat 1337 [1921],
Umur-u Maarif Vekili
Hamdullah Suphi
Mehmet Akif, Büyük Millet Meclisinde Burdur Milletvekilidir.
İlk şiirlerini okul sıralarında kaleme alan Akif bütün çağdaş aydınlar gibi Abdülhamit’ in istibdadına kin duyarak yetişir. Meşrutiyet ilân edilince de İttihat ve Terakki Partisine girer. Birkaç ay sonra da Darülfunun edebiyat müderrisliğine getirilir.
Akif 1908’ de açılan fikir ve sanat hareketinin içinde yer alarak daha önceleri yayımlayamadığı şiirleri Sebilürreşat’ta yayınlamaya başlar. Bu ilk şiirlerinde İstanbul’daki sefaleti gerçekçi bir biçimde betimler. İlk kitabı 1911’ de Safahat adıyla yayımlanan Akif’in ikinci kitabı olan “Süleymaniye Kürsüsünde 1912 de üçüncüsü “Hakkın Sesleri” 1913’ te , dördüncüsü “Fatih Kürsüsünde aynı yıl, beşincisi “ Hatıralar” 1917’ de yayımlanmıştır. İstiklal marşını yazdığı sıralarda altıncı kitabı olan “ Asım” üzerinde çalışmaktadır.
Şiirlerinde, imparatorluğun kaybettiği topraklar için gözyaşı döken Akif, milleti birleşmeye, hayasız saldırılara karşı koymaya çağırır. Akif 1912 yılı sonlarında askerleri şevke getirmek için bir marş yazar:Cenk Şarkısı.
10 dörtlükten oluşan bu manzume Sebilürreşat dergisinde yayımlanır.[/size]
Ey sürüden arta kalmış yiğit!
Arkadaşın gitti, yetiş sen de git.
Bak ne diyor cedd-i şehidin işit;
Durma git evladım, uğurlar ola!
Durma git evladım açıktır yolun.
Cenge sıvansın o bükülmez kolun;
Süngünü tak ön safa geçmiş bulun.
Uğrun açık olsun uğurlar ola!
Yerleri yırtan sel olup taşmalı,
Dağ demeyip, taş demeyip aşmalı!
Sendeki coşkunluğa el şaşmalı.
Haydi git evladım, uğurlar ola!
Düşmana çiğnetme bu toprakları,
Haydi kılıçtan geçir alçaktarı!
Leş gibi yatsın kara bayrakları,
Kahraman evladım uğurlar ola!
hLL^^m- Normal Üye
- Ruh Hali :
Mesaj Sayısı : 402
Yaş : 29
Nerden : Önemsiiz.
Teşekkür : 2
Rep Puanı : 60680
Kayıt tarihi : 22/05/08
Geri: İSTİKLAL MARŞIMIZ VE KABULU
Almanların daveti sonucunda Aralık 1915’ te Osmanlı Hükümeti Almanya’daki Müslüman esirler arasında İngilizlerin aleyhine propaganda yapmak için gönderdiği birkaç kişinin içinde Mehmet Akif de vardır. Akif Almanya’ da bulunduğu sırada ünlü şiiri Çanakkale Şehitlerini yazar.
1920 yılı ocak ayında Mehmet Akif, Kuvayi Milliye’ nin Ege’ deki merkezlerinden Balıkesir’ e gider. Akif burada halktan aradaki ayrılık nedenlerini kaldırmalarını,düşmanlara karşı birleşilmesini isteyip,halkı yurt savunmasına çağırır.
“Artık burada duracak zaman değildir,gidip çalışmak lazım, bizim tarafımızdan halkı tanvire ihtiyaç varmış, çağırıyorlar, mutlaka gitmeliyiz” diyen Akif meclisin açıldığı günlerde Ankara’ ya gelir.Meclisin önünde Akif’le karşılaşan Mustafa Kemal “ Sizi bekliyordum efendim, tam zamanında geldiniz.” der.
Akif Ankara’ ya geldiğinde Anadolu iç isyanlarla karşı karşıyadır.
Kurtuluş Savaşı sürerken Akif Kastamonu camilerinde yaptığı konuşmalarda Müslümanların birliğe, düşmana karşı savaşmaya ve mücadeleye çağırır. Bu konuşmaların yayımlandığı dergi ve gazeteler Anadolu’ nun bütün illerinde, sancaklar ve kazalardaki idarecilerle toplantı yerlerinde okutturulur.
Kitaplar,broşürler şeklinde yeniden basılarak cephelere, köylere dağıtılır.
24 Aralık 1920’ de Kastamonu’ dan Ankara’ ya gelen Mehmet Akif ve Eşref Edip, Mustafa Kemal tarafından davet edilirler. İstasyondaki çalışma yerinde bir saat kadar süren bir görüşmeden sonra Mustafa Kemal şöyle der:
“Kastamonu’ daki vatanpervane mesainizden çok memnun oldum.Sevr Muahedesi’ nin memleket için ne kadar feci bir idam hükmü olduğunu Sebilürreşat kadar hiçbir gazete memlekete neşretmedi. Manevi cephemizin kuvvetlenmesine Sebilürreşat’ ın büyük hizmeti oldu.İkinize de bilhassa teşekkür ederim.
Aralık 1920 sonlarına doğru Ankara’ya gelen Akif eğitim bakanı Hamdullah Suphi ‘ nin 5 şubat 1921 tarihli mektubuyla aldığı İstiklal Marşı siparişi için şimdilerde müze olan Hacettepe’ nin arkasındaki Tacettin Dergahındaki odasına çekilerek marşı yazmaya başlar.
İstiklal Marşı 17 şubat 1921 tarihinde Hakmiyeti Milliye Sebilürreşat ta yayınlanır.Açık Söz gazetesi ise marşı süslü bir çerçeve içinde birinci sayfaya koyarken şu açıklamayı yapar:” Her mısrada Türk ve İslam ruhunun ulvi mübarek hisleri titreyen bu abide-i sanatı, kemal-i hürmet ve mübahatla (övünçle) derc ediyoruz.
İlk yayınından 12 gün sonra da Konya’ da Öğüt gazetesinde yer alan İstiklal Marşına karşı Anadolu gazetelerinin olumlu bir yaklaşım içinde oldukları görülmektedir. İstiklal Marşı 12 Mart 1921 günü kabul edilir.
Paltosu olmayan Akif kazandığı beş yüz liralık ödülü yoksul kadın ve çocuklarına iş öğreterek yoksulluklarına son vermek için kurulan “Darülmesai “ ye bağışlar
1920 yılı ocak ayında Mehmet Akif, Kuvayi Milliye’ nin Ege’ deki merkezlerinden Balıkesir’ e gider. Akif burada halktan aradaki ayrılık nedenlerini kaldırmalarını,düşmanlara karşı birleşilmesini isteyip,halkı yurt savunmasına çağırır.
“Artık burada duracak zaman değildir,gidip çalışmak lazım, bizim tarafımızdan halkı tanvire ihtiyaç varmış, çağırıyorlar, mutlaka gitmeliyiz” diyen Akif meclisin açıldığı günlerde Ankara’ ya gelir.Meclisin önünde Akif’le karşılaşan Mustafa Kemal “ Sizi bekliyordum efendim, tam zamanında geldiniz.” der.
Akif Ankara’ ya geldiğinde Anadolu iç isyanlarla karşı karşıyadır.
Kurtuluş Savaşı sürerken Akif Kastamonu camilerinde yaptığı konuşmalarda Müslümanların birliğe, düşmana karşı savaşmaya ve mücadeleye çağırır. Bu konuşmaların yayımlandığı dergi ve gazeteler Anadolu’ nun bütün illerinde, sancaklar ve kazalardaki idarecilerle toplantı yerlerinde okutturulur.
Kitaplar,broşürler şeklinde yeniden basılarak cephelere, köylere dağıtılır.
24 Aralık 1920’ de Kastamonu’ dan Ankara’ ya gelen Mehmet Akif ve Eşref Edip, Mustafa Kemal tarafından davet edilirler. İstasyondaki çalışma yerinde bir saat kadar süren bir görüşmeden sonra Mustafa Kemal şöyle der:
“Kastamonu’ daki vatanpervane mesainizden çok memnun oldum.Sevr Muahedesi’ nin memleket için ne kadar feci bir idam hükmü olduğunu Sebilürreşat kadar hiçbir gazete memlekete neşretmedi. Manevi cephemizin kuvvetlenmesine Sebilürreşat’ ın büyük hizmeti oldu.İkinize de bilhassa teşekkür ederim.
Aralık 1920 sonlarına doğru Ankara’ya gelen Akif eğitim bakanı Hamdullah Suphi ‘ nin 5 şubat 1921 tarihli mektubuyla aldığı İstiklal Marşı siparişi için şimdilerde müze olan Hacettepe’ nin arkasındaki Tacettin Dergahındaki odasına çekilerek marşı yazmaya başlar.
İstiklal Marşı 17 şubat 1921 tarihinde Hakmiyeti Milliye Sebilürreşat ta yayınlanır.Açık Söz gazetesi ise marşı süslü bir çerçeve içinde birinci sayfaya koyarken şu açıklamayı yapar:” Her mısrada Türk ve İslam ruhunun ulvi mübarek hisleri titreyen bu abide-i sanatı, kemal-i hürmet ve mübahatla (övünçle) derc ediyoruz.
İlk yayınından 12 gün sonra da Konya’ da Öğüt gazetesinde yer alan İstiklal Marşına karşı Anadolu gazetelerinin olumlu bir yaklaşım içinde oldukları görülmektedir. İstiklal Marşı 12 Mart 1921 günü kabul edilir.
Paltosu olmayan Akif kazandığı beş yüz liralık ödülü yoksul kadın ve çocuklarına iş öğreterek yoksulluklarına son vermek için kurulan “Darülmesai “ ye bağışlar
hLL^^m- Normal Üye
- Ruh Hali :
Mesaj Sayısı : 402
Yaş : 29
Nerden : Önemsiiz.
Teşekkür : 2
Rep Puanı : 60680
Kayıt tarihi : 22/05/08
Geri: İSTİKLAL MARŞIMIZ VE KABULU
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! ne bu şiddet bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal,
Hakkıdır, Hak'ka tapan, milletimin istiklal!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım;
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar.
"Medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın!
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana vaadettiği günler Hak'kın;
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri "toprak" diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı;
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Ruhumun senden ilahi, şudur ancak emeli;
Değmesin mabedimin göğsüne na-mahrem eli!
Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli
O zaman vecdile bin secde eder varsa taşım;
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerret gibi yerden naşım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım!
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal;
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal!
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hak'ka tapan milletimin istiklal!
Mehmet Akif Ersoy
hLL^^m- Normal Üye
- Ruh Hali :
Mesaj Sayısı : 402
Yaş : 29
Nerden : Önemsiiz.
Teşekkür : 2
Rep Puanı : 60680
Kayıt tarihi : 22/05/08
Geri: İSTİKLAL MARŞIMIZ VE KABULU
MECLİSTE TEZKERE
Konu ilk kez 26 Şubat 1921'de, marşın gazetelerde ilk yayınından 9 gün sonra Meclis'e gelmiştir. Bakanlıktan gelen yazının görüşüldüğü ve seçilen marşların bastırılarak meclis üyelerine dağıtılmasının kararlaştırıldığı görüşmenin tutanağı aynen şöyledir:
İstiklâl Marşı Hakkında Maarif Vekâleti'nden Mevrut Tezkere;
REİS - Efendim, evrakı varideye başlıyoruz. İstiklâl marşı hakkında Maarif Vekâleti'nden mevrut tezkereyi tensip buyurursanız Maarif Encümeni'ne gönderelim.
HAMDl NÂMIK B. (İzmit) - Reis Bey müsaade buyurun, bunun içinde Maarif Encümeni'nden bir zatın da bir marşı vardır.
YAHYA GALİP B. (Kırşehir)-Efendim İstiklâl Marşı hakkında Maarif Vekâleti'nden gönderilen parçaları tabettirelim.
REİS - Efendim, Maarif Encümeni'ne gönderiyoruz. Rüfekayi kiramdan edebiyata merakı olanlar, e'debiyatta ihtisası olan zeval lütfen toplansın, tetkik etsinler.
YAHYA GALİP - Tabedilsin, biz de bir defa görelim.
BESİM ATALAY B. (Kütahya) - Maarif Encümeni toplansın. Mütalâa edelim. Şûaraya yazılsın, herkesin mütalâaları alınsın efendim.. Mevzuu müzakere olmak için bir tanesinin intihabı lâzımdır, o da tabedilir.
HAMDİ NÂMIK B. (İzmit) - Malûmu âliniz Maarif Encümeni'nin Reisi Mehmet Âkîf Bey'in de bir şiiri vardır. Onun için ayrıca bir encümen intihabını teklif ederim.
HASAN BASRİ B. (Karesi) - Mehmet Akif o zilleti irtikâp etmez, katiyen ona tenezzül etmez (Gürültüler).
HAMDİ NÂMIK B. - Fakat Maarif Encümeni'nin reisidir, bitaraf olmak lâzım gelir. (Gürültüler).
REİS - Encümenden geldikten sonra müzakere edersiniz efendim (Gürültüler).
HAMDİ NÂMIK B. - Öyle Maarif Encumeni'yle olmaz, bunu erbabı ihtisastan mürekkep bir encümen tetkik etsin.
REİS - Maarif Enc ümeni'ne havalesini kabul edenler lütfen el kaldırsın.
BESİM ATALAY B. - Olamaz, erbabı ihtisastan müteşekkil bir encümen ister.
REİS - Tab'ı tevziini kabul edenler el kaldırsın. İndiriniz ellerinizi, aksini kabul edenler el kaldırsın. Tab ve tevzi edilecektir.
Tartışmanın özeti, ertesi günkü Hakimiyeti Milliye'nin "Büyük Millet Meclisi" sütununda şu cümlelerle verilmiştir:
"Bade [sonra], evrak-ı varidenin müzakeresine başlandı. Maarif Vekâleti'nden gelen istiklâl marşları, Maarif Encümeni'ne havale edilecekken, encümen reisinin de bir marşı olduğu için tabedilerek heyet-i umumiyece tetkiki karargir oldu."
İlk görüşmeden 3 gün sonra, l martta konu yeniden Meclis'e geldi. O gün ikinci çalışma yılı açılıyordu. Mustafa Kemal, ö nemli bir konuşma yaptı. Kurtuluş kavgasının içinde bulunduğu zorluklar ve geleceğe, zafere olan güven dile getirildi. Mustafa Kemal'in başkanlığı altında devam eden görüşmelerde Mazhar Müfit Bey'in teklifi üzerine ordu kumandanlarına, Ertuğrul Mebusu Mustafa Kemal Bey'in teklifi üzerine de Müdafaa-i Hukuk cemiyetlerine birer teşekkür yazısının gönderilmesi kararlaştırıldı.
Karesi Mebusu Hasan Basri Bey'in teklifi üzerine de Hamdullah Suphi Bey, İstiklâl Marşı'nı kürsüden okumuş ve bu arada marşlardan hangisinin seçilmesi gerektiği konusunda görüşünü de açıklamıştır.
Buna ilişkin görüşmelerin tutanağı aynen şöyledir:
Karesi Mebusu Hasan Basri Bey'in, İstiklâl Marşı güftesinin Hamdullah Suphi Bey Tarafından Meclis Kürsüsünden Okunmasına Dair Takriri:
REİS PAŞA - Efendim; İki takrir vardır, arkadaşlardan Basri Bey'in Hamdullah Suphi Beyefendi'nin İstiklâl Marşının kürsüden okunmasına dair teklifleri var.
MUHİDDİN BAHA B. (Bursa)- Hangi İstiklal marşı. Basri Bey söylerler mi?
BESİN ATALAY B. (Kütahya)- Daha kabul edilmedi efendim, bir encümen teşekkül edecekti.
HASAN BASRİ B. (Karesi)- Maarif Vekâleti'nce yedi tanesi intihap edilmiş, bunlardan herhangi birisi okunsun.
REİS PAŞA - Maarif Vekâleti'nce intihab edilmiş olanlardan birisinin kıraati tensib ediliyor.
MUHİDDİN BAHA B. (Bursa) - Hamdullah Subhi B., Basri B. hangisini isterlerse okusunlar.
REİS PAŞA - Efendim Basri Bey'in bu teklifini kabul buyuranlar lütfen ellerini kaldırsın... Kabul olunmuştur, efendim.
REİS - Hamdullah Suphi Beyefendi buyurun. (Şimdi gelir sesleri). Maatteessüf bu dakika için tehir ediyoruz. Geldikleri zaman söyleriz.
MECLİSTE İLK OKUNMASI
Saruhan Mebusu Reşat Bey'in, Celse Sonunda Karesi Mebusu Abdülgafur Efendi Tarafından Bir Dua İrat Edilmesine Dair Takriri:
REİS - Yeni bir takrir var, Saruhan Mebusu Reşat Bey'indir. (Bu mübarek meclisimizin içtimai nihayetinde Abdülgafur Efendi tarafindan bir dua irat buyurulmasını arz ve teklif ederim) diyorlar. (Seriye Vekili Efendi var sesleri). Dua edilmesini kabul buyuranlar lütfen ellerini kaldırsın... Kabul edildi.
İstiklâl marşlarından bîr tanesinin kürsüden okunmasına Heyeti Celile karar vermişti.
HAMDULLAH SUPHİ B. (Antalya) - Arkadaşlar, hatırlarsınız Maarif Vekâleti son mücadelemizin ruhunu terennüm edecek bir marş için şairlerimize müracaat etmiştir. Birçok şiirler geldi. Arada-yedi tanesi en fazla evsafı haiz olarak görülmüş ve ayrılmıştır
Konu ilk kez 26 Şubat 1921'de, marşın gazetelerde ilk yayınından 9 gün sonra Meclis'e gelmiştir. Bakanlıktan gelen yazının görüşüldüğü ve seçilen marşların bastırılarak meclis üyelerine dağıtılmasının kararlaştırıldığı görüşmenin tutanağı aynen şöyledir:
İstiklâl Marşı Hakkında Maarif Vekâleti'nden Mevrut Tezkere;
REİS - Efendim, evrakı varideye başlıyoruz. İstiklâl marşı hakkında Maarif Vekâleti'nden mevrut tezkereyi tensip buyurursanız Maarif Encümeni'ne gönderelim.
HAMDl NÂMIK B. (İzmit) - Reis Bey müsaade buyurun, bunun içinde Maarif Encümeni'nden bir zatın da bir marşı vardır.
YAHYA GALİP B. (Kırşehir)-Efendim İstiklâl Marşı hakkında Maarif Vekâleti'nden gönderilen parçaları tabettirelim.
REİS - Efendim, Maarif Encümeni'ne gönderiyoruz. Rüfekayi kiramdan edebiyata merakı olanlar, e'debiyatta ihtisası olan zeval lütfen toplansın, tetkik etsinler.
YAHYA GALİP - Tabedilsin, biz de bir defa görelim.
BESİM ATALAY B. (Kütahya) - Maarif Encümeni toplansın. Mütalâa edelim. Şûaraya yazılsın, herkesin mütalâaları alınsın efendim.. Mevzuu müzakere olmak için bir tanesinin intihabı lâzımdır, o da tabedilir.
HAMDİ NÂMIK B. (İzmit) - Malûmu âliniz Maarif Encümeni'nin Reisi Mehmet Âkîf Bey'in de bir şiiri vardır. Onun için ayrıca bir encümen intihabını teklif ederim.
HASAN BASRİ B. (Karesi) - Mehmet Akif o zilleti irtikâp etmez, katiyen ona tenezzül etmez (Gürültüler).
HAMDİ NÂMIK B. - Fakat Maarif Encümeni'nin reisidir, bitaraf olmak lâzım gelir. (Gürültüler).
REİS - Encümenden geldikten sonra müzakere edersiniz efendim (Gürültüler).
HAMDİ NÂMIK B. - Öyle Maarif Encumeni'yle olmaz, bunu erbabı ihtisastan mürekkep bir encümen tetkik etsin.
REİS - Maarif Enc ümeni'ne havalesini kabul edenler lütfen el kaldırsın.
BESİM ATALAY B. - Olamaz, erbabı ihtisastan müteşekkil bir encümen ister.
REİS - Tab'ı tevziini kabul edenler el kaldırsın. İndiriniz ellerinizi, aksini kabul edenler el kaldırsın. Tab ve tevzi edilecektir.
Tartışmanın özeti, ertesi günkü Hakimiyeti Milliye'nin "Büyük Millet Meclisi" sütununda şu cümlelerle verilmiştir:
"Bade [sonra], evrak-ı varidenin müzakeresine başlandı. Maarif Vekâleti'nden gelen istiklâl marşları, Maarif Encümeni'ne havale edilecekken, encümen reisinin de bir marşı olduğu için tabedilerek heyet-i umumiyece tetkiki karargir oldu."
İlk görüşmeden 3 gün sonra, l martta konu yeniden Meclis'e geldi. O gün ikinci çalışma yılı açılıyordu. Mustafa Kemal, ö nemli bir konuşma yaptı. Kurtuluş kavgasının içinde bulunduğu zorluklar ve geleceğe, zafere olan güven dile getirildi. Mustafa Kemal'in başkanlığı altında devam eden görüşmelerde Mazhar Müfit Bey'in teklifi üzerine ordu kumandanlarına, Ertuğrul Mebusu Mustafa Kemal Bey'in teklifi üzerine de Müdafaa-i Hukuk cemiyetlerine birer teşekkür yazısının gönderilmesi kararlaştırıldı.
Karesi Mebusu Hasan Basri Bey'in teklifi üzerine de Hamdullah Suphi Bey, İstiklâl Marşı'nı kürsüden okumuş ve bu arada marşlardan hangisinin seçilmesi gerektiği konusunda görüşünü de açıklamıştır.
Buna ilişkin görüşmelerin tutanağı aynen şöyledir:
Karesi Mebusu Hasan Basri Bey'in, İstiklâl Marşı güftesinin Hamdullah Suphi Bey Tarafından Meclis Kürsüsünden Okunmasına Dair Takriri:
REİS PAŞA - Efendim; İki takrir vardır, arkadaşlardan Basri Bey'in Hamdullah Suphi Beyefendi'nin İstiklâl Marşının kürsüden okunmasına dair teklifleri var.
MUHİDDİN BAHA B. (Bursa)- Hangi İstiklal marşı. Basri Bey söylerler mi?
BESİN ATALAY B. (Kütahya)- Daha kabul edilmedi efendim, bir encümen teşekkül edecekti.
HASAN BASRİ B. (Karesi)- Maarif Vekâleti'nce yedi tanesi intihap edilmiş, bunlardan herhangi birisi okunsun.
REİS PAŞA - Maarif Vekâleti'nce intihab edilmiş olanlardan birisinin kıraati tensib ediliyor.
MUHİDDİN BAHA B. (Bursa) - Hamdullah Subhi B., Basri B. hangisini isterlerse okusunlar.
REİS PAŞA - Efendim Basri Bey'in bu teklifini kabul buyuranlar lütfen ellerini kaldırsın... Kabul olunmuştur, efendim.
REİS - Hamdullah Suphi Beyefendi buyurun. (Şimdi gelir sesleri). Maatteessüf bu dakika için tehir ediyoruz. Geldikleri zaman söyleriz.
MECLİSTE İLK OKUNMASI
Saruhan Mebusu Reşat Bey'in, Celse Sonunda Karesi Mebusu Abdülgafur Efendi Tarafından Bir Dua İrat Edilmesine Dair Takriri:
REİS - Yeni bir takrir var, Saruhan Mebusu Reşat Bey'indir. (Bu mübarek meclisimizin içtimai nihayetinde Abdülgafur Efendi tarafindan bir dua irat buyurulmasını arz ve teklif ederim) diyorlar. (Seriye Vekili Efendi var sesleri). Dua edilmesini kabul buyuranlar lütfen ellerini kaldırsın... Kabul edildi.
İstiklâl marşlarından bîr tanesinin kürsüden okunmasına Heyeti Celile karar vermişti.
HAMDULLAH SUPHİ B. (Antalya) - Arkadaşlar, hatırlarsınız Maarif Vekâleti son mücadelemizin ruhunu terennüm edecek bir marş için şairlerimize müracaat etmiştir. Birçok şiirler geldi. Arada-yedi tanesi en fazla evsafı haiz olarak görülmüş ve ayrılmıştır
En son CaTLaK tarafından Çarş. Ağus. 06, 2008 6:04 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
hLL^^m- Normal Üye
- Ruh Hali :
Mesaj Sayısı : 402
Yaş : 29
Nerden : Önemsiiz.
Teşekkür : 2
Rep Puanı : 60680
Kayıt tarihi : 22/05/08
Geri: İSTİKLAL MARŞIMIZ VE KABULU
SALİH Ef. (Erzurum) - İsimleri nedir?
HAMDULLAH SUPHİ B. - Ayrıca arzed ilecektir. Yalnız vekâlet yapmış olduğu tetkikatta fevkalâde kuvvetli bir şiir aramak lüzumunu hissettiği için ben şahsen Mehmet Akif Beyefendi'ye müracaat ettim ve kendilerinin de bir şiir yazmalarını rica ettim. Kendileri çok asil bir endişe ile tereddüt gösterdiler. Bilirsiniz ki bu şiirler için bir ikramiye vadedilmiştir halbuki bunu kendi isimlerine takrib etmek arzusunda bulunmadıklarını ve bundan çekindiklerini izhar ettiler. Ben şahsen müracaat ettim. Lâzımgelen tedabiri alırız ve icabeden ilânı yaparız dedim. Bu şartla büyük dini şairimiz bize fevkalâde nefis bir şiir gönderdiler. Diğer altı şiirle beraber nazarı tetkikinize arzedeceğiz. İntihab size aittir. Arkadaşlar reyimi ihsas ediyorum. Beğenmek, takdir etmek hususunda haizi hürriyetim. İntihabımı yapmışım, fakat sizin intihabınız benim intihabımı nakzedebilir. Arkadaşlar bu size aittir efendim.
MAARİF VEKİLİ HAMDULLAH SUPHİ B. - Arkadaşlar, İstiklâl marşları hakkında Vekâlet tarafından vâki olan davet üzerine ne kadar marş elimize geçmiş ise bunları bir encümen marifetiyle tetkik ettirdik, neticeyi Heyeti Celilenize arzettik. Bunları görmek arzu buyurdunuz. Matbu olarak tevzi edildi efendim. Bir nokta üzerine nazarı dikkatinizi celbetmek isterim. Bu İstiklâl marşları tarafı âlinizden tetkik edildikten sonra intihabınız hangi şiir üzerinde temerküz ederse ikinci bir muamele daha yapılacaktır. Bestekârlara yollayacağız, bestekârlar dahi bize muhtelif besteler yollayacaklardır. Onlar arasında bir intihab daha yapılacaktır.
Anadolu mücadelesi uzun müddetlerden beri devam ediyor, bunu ifade etmek, bunun ruhunu söyletmek üzere yazılmış olan bu şiirler ne kadar evvel bir karara iktiran ederse şüphesiz kî daha fazla müstefit oluruz.
Heyeti celilenizden istirham ediyorum. Şiirler mütalâa edilmiştir. Bunu bir heyete mi, bir encümene mi verirsiniz? Heyeti Umumiye'ce bir karara mı raptedersiniz? Ne arzu buyurursanız yapınız.
REİS - Maarif Vekâleti bu İstiklâl Marşının bugün ruznameye alınarak müzakeresini arzu ediyor. Bugün müzekeresini kabul eden lütfen el kaldırsın. Kabul edildi efendim.
MUHİTTİN BAHA B. (Bursa) - Muhterem efendiler, söyleyeceğim sözlerin yanlış anlaşılmamasını, bir maksadı mahsusa hamledilmemesini teminen iptidaen bir hakikatten bahsedeceğim; bu mîllî marş müsabakası ilân edildiği zaman müsabakaya ben de iştirak etmek istedim. Fakat bu mesele öyle bir cereyan almıştır ki bendeniz bu müsabaka işinden sarfınazar ediyorum. (M) İmzalı şiir bendenizindir. Bunu ithal buyurmayınız.
Gene Kemalettin Kami namında biri vardır ki avnı sebepten dolayı gazetemizde kendi şiirini geriye almıştır. Bunun üzerine mütalâanızı beyan buyurursunuz. Bir Encümeni edebî mi teşkil edersiniz, ne yapılacaktır? Ona göre.
REİS - Burada bir mesele var. İstiklâl marşlarını doğrudan doğruya Heyeti Umumiye'de müzakere ederek bir karar mı vereceksiniz, yoksa bir encümene mi havale edeceksiniz?
YAHYA GALİP B. (Kırşehir)- Burada olsun, hepimiz anlarız.
BESİM ATALAY B. (Kütahya) - Efendim, şiirler iki türlüdür. Ya hislerin mâkesidir, yahut derin veyahut ağlatıcı bir ruhun, ağlatıcı bir galeyanın aksidir. Şiir bu iki şekil üzerine doğarsa makbul ve muteberdir. Dünyada o şiirlerdir ki halk arasında yaşar. Ya yüksek ve bedii bir histen doğar, ya muhrik bir helecandan doğar. Böyle olmayıp da ısmarlama tarikiyle yazılırsa bu şiirler yaşamaz. Efendiler, bizim Cezayir Marşımız vardır. Bu; halk arasında yaşıyor. Bu müsabaka ile yazılmamıştır. Bu; ağlayan bir ruhun, eline silâhını alarak düşmana koşan, vatanına koşan bir ruhun hissiyatını terennüm eder. Marseyyez'in nasıl söylendiğini bilirsiniz. İnkılâbı Kebir esnasında -silâhını almış- koşan bir gencin söylediği şiir birden bire taammüm etmiştir. Evvelâ bu gibi şiirlerin memleketin mâruz kaldığı felâketlere -ağlayarak, titreyerek-evvelâ güftesi değil, bestesi söylenir. Ismarlama şiirlere verilecek memleketin parası yoktur.
HAMDULLAH SUPHİ B. (Antalya) - Arkadaşlar, bir hata üzerine, bir galatı rüyet üzerine dikkati âlinizi celbetmek isterim. Bilhassa para meselesi ile bu şiirler arasında bir münasebet bulmak, gayet yanlış bir noktai nazardır. Memleketin kuvayi maddiyesi ve mâneviyesi vardır. İstihlâsı vatan mücadelesini yapan milletin vekilleri, onun vekillerinin vekilleri halkın heyecanını ifade etmek üzere memleketin şairlerine müracaat etmiştir. Bu şairler ilk defa şiirlerini yazmamıştır. Arkadaşlar, bize şiirlerini yollayan şairler, seneler arasında bütün memleketin kederlerini, ıstıraplarını, bütün mefahirini söyleyen şiirler yazmışlardır. Demek para mukabilinde şiir mevzuubahis değildir. Biz halkın ruhunu, heyecanını ifade eden şiirler yazmaları için şairlerimize müracaat ettik. Hiçbirisi para hakkında bir şey söylememiştir. Geçen defa işaret ettiğim üzere nazarı dikkatinizi celbediyorum: Mehmet Akif Belki bu, şairler arasında para meselesinden kaçınan arkadaşlarımızdan birisidir- zaten senelerden beri en yüksek ve en ilâhi bir belâgatle yazmıştır. Yeniden yazmaktan çekinmesi; bazılarının hatırına para gelir, diye korkmasındandır ve ona binaen yazmamıştır. Ben gelen şiirleri okuduktan sonra, bu işte vazifedar ettiğiniz bir arkadaşınız sıfatiyle, arzu ettim ki bir kuvvetîi şiir daha bulunsun ve kendilerine müracaat ettim. Bunun üzerine kendileri de şiir yazdılar, gönderdiler. Besim Atalay Bey'in halk şiirlerinin -bilhassa büyük vakayii milliyeye taallûk eden şiirlerin- bir siparişi mahsus üzerine doğmadığı sözü gayet vârittir. Yalnız bizim şimdiye kadar mevcut olan şiirlerimizin bugünkü mücadelemizi ifade etmiyorsa şairlerimizin. kendi duygularını ifade etmeleri katiyen doğru değildir. Kendileri şu noktada haklıdırlar: Bütün şiirler ve millî şiirler cihanın en mâruf olan şiirleri, halk hareketleri arasından doğmuş olan şiirlerdir. Fakat itiraf ederim ki, bu şiirler aramızda d aha. doğmamıştır. Doğmasını arzu etmek bizim için bir vazifedir. Şairlerimize müracaat ettik ve bize çok güzel şiirler yazdılar. Bu şiirler arasında intihap hakkı Heyeti Âliye'nize aittir. Şiirleri okuyunuz. Ben istirham ediyorum ki bir an evvel bu şiirin bestelenmesi için bir karar ittihaz ediniz ve bütün milletin lisanına geçmesi için istical buyurunuz, bir karar veriniz, tebliğ ediniz, ben de mesaimin ikinci kısmına geçeyim.
Dr. SUAT B. (Kastamonu) - Beyler, esasen mesleğim şiirle edebiyatla iştigale müsait değildir. Bu itibarla arzedeceğim izahatı şiir ve edebiyat tenkidatı gibi arzetmeyeceğim. Ancak Hamdullah Suphi Beyefendi geçenlerde bu kürsüde, bu şiirleri inşat ettiği vakit, Meclîs'te büyük bir gürültü olmuştu. Ondan.anlaşılıyordu ki İstiklâl Marşı olarak bu şiirlerden birisinin intihap edilmesini teklif ederlerse çok güzel bir şey olacak. Bendeniz Akif Bey'in diğer eserlerini de okumuşum. Esasen bir marş; bir milletin heyecanlarını, tahassüsatını terennüm etmek itibariyle kıymetli ise, Akif Bey'in son yaptığı İstiklâl Marşı'ndan evvel inşat etmiş olduğu şiirler, zaten bidayeti inşadından çok evvel bizim hissiyatımızı, tahassüsatımızı ifade etmiştir. Kendisinin, memleketin tahaşsüsatına karşı ne kadar kuvvetli bir kudreti şiiriyesi olduğunu ve Garp ve Şark âlemi hakkındaki tahassüsatımn en güzel numunelerini (Safahat) ismindeki eserleri gösterir. Bu itibarla bu kahramanı edebıi tebcil etmemek elden gelmez. Bendeniz kendi namıma Mehmet Âkİf Bey'in büyük bir unvan ile tertip ettiği eseri tetkik etmek istemern.Tahsisen bu meselede bunların içinde yazmış olduğu marşların en güzeli İstiklâl Marşı'dır ve bundan evvel de Meclis'te büyük bir vecd uyandırmıştır. Onun için durudiraz mütalâa etmeksizin bunun tasvip edilmesini teklifederim.
HACI TEVFİK Ef. (Kângırı) - Efendiler, bendeniz bu şiirin bu hakikat kürsülerine nasıl çıktığına tahayyür ediyorum. Bunu Meclisi Maarif kendisi intihap eder, kendisi tercih eder, kendisi yapar. Gerçi şiir bir meziyettir, gerçi şiir bir ziverdir, lâkin bir hayaldir. Bu kürsü hakikata çıkması doğru değildir: Eğer tercih lâzım geliyorsa Akif Bey'in şiiri gayet güzel yazılmıştır. Lâkin biz bugün âşiyanda değiliz. Millet Meclisi'nin kürsüsünde olduğumuzu unutmayalım, bunu Maarif Encümeni kendisi mütalâa etsin, kendisi takdir etsin, kendisi tercih etsin. (Doğru sesleri).
TUNALI HİLMİ B. (Bolu) - Arkadaşlar mesele gayet mühimdir. Eğer bu marş milletin ruhunu kavrayabilecek bir marş ise onda ufacık bir yakışıksızlık diyelim, sonra o marş için pek büyük düşüklük verir. Biraz serbest söyleyemiyorum, kusura bakmayınız. Burada edebî tenkidata girişecek değilim. Binaenaleyh yalnız fikrimi kısaca arzedeceğim. Katiyen Hamdullah Suphi Bey'in isticaline iştirak edemem (Biz ederiz sesleri). Edemem; zira bir kere bu marş milletin ruhundan doğma bir marş değildir. Besim Atalay Bey'in hakkı vardır. Milletin ruhuna tercüman olacak bir marş olmalı. (Gürültüler). Müsaade buyurunuz.
HAMDULLAH SUPHİ B. - Ayrıca arzed ilecektir. Yalnız vekâlet yapmış olduğu tetkikatta fevkalâde kuvvetli bir şiir aramak lüzumunu hissettiği için ben şahsen Mehmet Akif Beyefendi'ye müracaat ettim ve kendilerinin de bir şiir yazmalarını rica ettim. Kendileri çok asil bir endişe ile tereddüt gösterdiler. Bilirsiniz ki bu şiirler için bir ikramiye vadedilmiştir halbuki bunu kendi isimlerine takrib etmek arzusunda bulunmadıklarını ve bundan çekindiklerini izhar ettiler. Ben şahsen müracaat ettim. Lâzımgelen tedabiri alırız ve icabeden ilânı yaparız dedim. Bu şartla büyük dini şairimiz bize fevkalâde nefis bir şiir gönderdiler. Diğer altı şiirle beraber nazarı tetkikinize arzedeceğiz. İntihab size aittir. Arkadaşlar reyimi ihsas ediyorum. Beğenmek, takdir etmek hususunda haizi hürriyetim. İntihabımı yapmışım, fakat sizin intihabınız benim intihabımı nakzedebilir. Arkadaşlar bu size aittir efendim.
MAARİF VEKİLİ HAMDULLAH SUPHİ B. - Arkadaşlar, İstiklâl marşları hakkında Vekâlet tarafından vâki olan davet üzerine ne kadar marş elimize geçmiş ise bunları bir encümen marifetiyle tetkik ettirdik, neticeyi Heyeti Celilenize arzettik. Bunları görmek arzu buyurdunuz. Matbu olarak tevzi edildi efendim. Bir nokta üzerine nazarı dikkatinizi celbetmek isterim. Bu İstiklâl marşları tarafı âlinizden tetkik edildikten sonra intihabınız hangi şiir üzerinde temerküz ederse ikinci bir muamele daha yapılacaktır. Bestekârlara yollayacağız, bestekârlar dahi bize muhtelif besteler yollayacaklardır. Onlar arasında bir intihab daha yapılacaktır.
Anadolu mücadelesi uzun müddetlerden beri devam ediyor, bunu ifade etmek, bunun ruhunu söyletmek üzere yazılmış olan bu şiirler ne kadar evvel bir karara iktiran ederse şüphesiz kî daha fazla müstefit oluruz.
Heyeti celilenizden istirham ediyorum. Şiirler mütalâa edilmiştir. Bunu bir heyete mi, bir encümene mi verirsiniz? Heyeti Umumiye'ce bir karara mı raptedersiniz? Ne arzu buyurursanız yapınız.
REİS - Maarif Vekâleti bu İstiklâl Marşının bugün ruznameye alınarak müzakeresini arzu ediyor. Bugün müzekeresini kabul eden lütfen el kaldırsın. Kabul edildi efendim.
MUHİTTİN BAHA B. (Bursa) - Muhterem efendiler, söyleyeceğim sözlerin yanlış anlaşılmamasını, bir maksadı mahsusa hamledilmemesini teminen iptidaen bir hakikatten bahsedeceğim; bu mîllî marş müsabakası ilân edildiği zaman müsabakaya ben de iştirak etmek istedim. Fakat bu mesele öyle bir cereyan almıştır ki bendeniz bu müsabaka işinden sarfınazar ediyorum. (M) İmzalı şiir bendenizindir. Bunu ithal buyurmayınız.
Gene Kemalettin Kami namında biri vardır ki avnı sebepten dolayı gazetemizde kendi şiirini geriye almıştır. Bunun üzerine mütalâanızı beyan buyurursunuz. Bir Encümeni edebî mi teşkil edersiniz, ne yapılacaktır? Ona göre.
REİS - Burada bir mesele var. İstiklâl marşlarını doğrudan doğruya Heyeti Umumiye'de müzakere ederek bir karar mı vereceksiniz, yoksa bir encümene mi havale edeceksiniz?
YAHYA GALİP B. (Kırşehir)- Burada olsun, hepimiz anlarız.
BESİM ATALAY B. (Kütahya) - Efendim, şiirler iki türlüdür. Ya hislerin mâkesidir, yahut derin veyahut ağlatıcı bir ruhun, ağlatıcı bir galeyanın aksidir. Şiir bu iki şekil üzerine doğarsa makbul ve muteberdir. Dünyada o şiirlerdir ki halk arasında yaşar. Ya yüksek ve bedii bir histen doğar, ya muhrik bir helecandan doğar. Böyle olmayıp da ısmarlama tarikiyle yazılırsa bu şiirler yaşamaz. Efendiler, bizim Cezayir Marşımız vardır. Bu; halk arasında yaşıyor. Bu müsabaka ile yazılmamıştır. Bu; ağlayan bir ruhun, eline silâhını alarak düşmana koşan, vatanına koşan bir ruhun hissiyatını terennüm eder. Marseyyez'in nasıl söylendiğini bilirsiniz. İnkılâbı Kebir esnasında -silâhını almış- koşan bir gencin söylediği şiir birden bire taammüm etmiştir. Evvelâ bu gibi şiirlerin memleketin mâruz kaldığı felâketlere -ağlayarak, titreyerek-evvelâ güftesi değil, bestesi söylenir. Ismarlama şiirlere verilecek memleketin parası yoktur.
HAMDULLAH SUPHİ B. (Antalya) - Arkadaşlar, bir hata üzerine, bir galatı rüyet üzerine dikkati âlinizi celbetmek isterim. Bilhassa para meselesi ile bu şiirler arasında bir münasebet bulmak, gayet yanlış bir noktai nazardır. Memleketin kuvayi maddiyesi ve mâneviyesi vardır. İstihlâsı vatan mücadelesini yapan milletin vekilleri, onun vekillerinin vekilleri halkın heyecanını ifade etmek üzere memleketin şairlerine müracaat etmiştir. Bu şairler ilk defa şiirlerini yazmamıştır. Arkadaşlar, bize şiirlerini yollayan şairler, seneler arasında bütün memleketin kederlerini, ıstıraplarını, bütün mefahirini söyleyen şiirler yazmışlardır. Demek para mukabilinde şiir mevzuubahis değildir. Biz halkın ruhunu, heyecanını ifade eden şiirler yazmaları için şairlerimize müracaat ettik. Hiçbirisi para hakkında bir şey söylememiştir. Geçen defa işaret ettiğim üzere nazarı dikkatinizi celbediyorum: Mehmet Akif Belki bu, şairler arasında para meselesinden kaçınan arkadaşlarımızdan birisidir- zaten senelerden beri en yüksek ve en ilâhi bir belâgatle yazmıştır. Yeniden yazmaktan çekinmesi; bazılarının hatırına para gelir, diye korkmasındandır ve ona binaen yazmamıştır. Ben gelen şiirleri okuduktan sonra, bu işte vazifedar ettiğiniz bir arkadaşınız sıfatiyle, arzu ettim ki bir kuvvetîi şiir daha bulunsun ve kendilerine müracaat ettim. Bunun üzerine kendileri de şiir yazdılar, gönderdiler. Besim Atalay Bey'in halk şiirlerinin -bilhassa büyük vakayii milliyeye taallûk eden şiirlerin- bir siparişi mahsus üzerine doğmadığı sözü gayet vârittir. Yalnız bizim şimdiye kadar mevcut olan şiirlerimizin bugünkü mücadelemizi ifade etmiyorsa şairlerimizin. kendi duygularını ifade etmeleri katiyen doğru değildir. Kendileri şu noktada haklıdırlar: Bütün şiirler ve millî şiirler cihanın en mâruf olan şiirleri, halk hareketleri arasından doğmuş olan şiirlerdir. Fakat itiraf ederim ki, bu şiirler aramızda d aha. doğmamıştır. Doğmasını arzu etmek bizim için bir vazifedir. Şairlerimize müracaat ettik ve bize çok güzel şiirler yazdılar. Bu şiirler arasında intihap hakkı Heyeti Âliye'nize aittir. Şiirleri okuyunuz. Ben istirham ediyorum ki bir an evvel bu şiirin bestelenmesi için bir karar ittihaz ediniz ve bütün milletin lisanına geçmesi için istical buyurunuz, bir karar veriniz, tebliğ ediniz, ben de mesaimin ikinci kısmına geçeyim.
Dr. SUAT B. (Kastamonu) - Beyler, esasen mesleğim şiirle edebiyatla iştigale müsait değildir. Bu itibarla arzedeceğim izahatı şiir ve edebiyat tenkidatı gibi arzetmeyeceğim. Ancak Hamdullah Suphi Beyefendi geçenlerde bu kürsüde, bu şiirleri inşat ettiği vakit, Meclîs'te büyük bir gürültü olmuştu. Ondan.anlaşılıyordu ki İstiklâl Marşı olarak bu şiirlerden birisinin intihap edilmesini teklif ederlerse çok güzel bir şey olacak. Bendeniz Akif Bey'in diğer eserlerini de okumuşum. Esasen bir marş; bir milletin heyecanlarını, tahassüsatını terennüm etmek itibariyle kıymetli ise, Akif Bey'in son yaptığı İstiklâl Marşı'ndan evvel inşat etmiş olduğu şiirler, zaten bidayeti inşadından çok evvel bizim hissiyatımızı, tahassüsatımızı ifade etmiştir. Kendisinin, memleketin tahaşsüsatına karşı ne kadar kuvvetli bir kudreti şiiriyesi olduğunu ve Garp ve Şark âlemi hakkındaki tahassüsatımn en güzel numunelerini (Safahat) ismindeki eserleri gösterir. Bu itibarla bu kahramanı edebıi tebcil etmemek elden gelmez. Bendeniz kendi namıma Mehmet Âkİf Bey'in büyük bir unvan ile tertip ettiği eseri tetkik etmek istemern.Tahsisen bu meselede bunların içinde yazmış olduğu marşların en güzeli İstiklâl Marşı'dır ve bundan evvel de Meclis'te büyük bir vecd uyandırmıştır. Onun için durudiraz mütalâa etmeksizin bunun tasvip edilmesini teklifederim.
HACI TEVFİK Ef. (Kângırı) - Efendiler, bendeniz bu şiirin bu hakikat kürsülerine nasıl çıktığına tahayyür ediyorum. Bunu Meclisi Maarif kendisi intihap eder, kendisi tercih eder, kendisi yapar. Gerçi şiir bir meziyettir, gerçi şiir bir ziverdir, lâkin bir hayaldir. Bu kürsü hakikata çıkması doğru değildir: Eğer tercih lâzım geliyorsa Akif Bey'in şiiri gayet güzel yazılmıştır. Lâkin biz bugün âşiyanda değiliz. Millet Meclisi'nin kürsüsünde olduğumuzu unutmayalım, bunu Maarif Encümeni kendisi mütalâa etsin, kendisi takdir etsin, kendisi tercih etsin. (Doğru sesleri).
TUNALI HİLMİ B. (Bolu) - Arkadaşlar mesele gayet mühimdir. Eğer bu marş milletin ruhunu kavrayabilecek bir marş ise onda ufacık bir yakışıksızlık diyelim, sonra o marş için pek büyük düşüklük verir. Biraz serbest söyleyemiyorum, kusura bakmayınız. Burada edebî tenkidata girişecek değilim. Binaenaleyh yalnız fikrimi kısaca arzedeceğim. Katiyen Hamdullah Suphi Bey'in isticaline iştirak edemem (Biz ederiz sesleri). Edemem; zira bir kere bu marş milletin ruhundan doğma bir marş değildir. Besim Atalay Bey'in hakkı vardır. Milletin ruhuna tercüman olacak bir marş olmalı. (Gürültüler). Müsaade buyurunuz.
hLL^^m- Normal Üye
- Ruh Hali :
Mesaj Sayısı : 402
Yaş : 29
Nerden : Önemsiiz.
Teşekkür : 2
Rep Puanı : 60680
Kayıt tarihi : 22/05/08
Geri: İSTİKLAL MARŞIMIZ VE KABULU
REİS - Kesmeyelim, böyle müzakere edemeyiz ki...
TUN ALI HİLMİ B. (Bolu) (Devamla) - Bu o kadar müzakereye kayıktır ki siz takdir edemezsiniz.
REFİK ŞEVKET B. (Saruhan) - Reis Bey usulü müzakere hakkında söz isterim. Müsaade buyurur musunuz? Şiirler sahiplerinin malıdır. Beğenirsek rey veririz, beğenmezsek rey vermeyiz. Herkesin muhterem şahsiyetine tecavüz etmeyerek kabul edelim veyahut etmeyelim, rica ederim.
TUNALI HİLMİ B. (Bolu) - Gerek şu şiire ve gerek şu manzumelere karşı bir şey söyledim mi ki böyle söylüyorsunuz? İsim zikretmedim. İyi dinleyiniz, kulaklarınızı açınız. Arkadaşlar istirham ederim! Bunu, bir encümeni mahsusu edebî teşkil edelim, oraya havale edelim, bu manzumelerin birini intihap etsin. Asıl ruhî mesele buradadır... O encümeni mahsus intihab ettiği manzumenin sahibini çağırır, der ki ona, şu mısraı terkederseniz veya şu mealde tebdil ederseniz ve şu kelimenin bununla tebdili elzemdir, o zaman o manzume daha iyi olur. İstirham ederim, bu noktaya dikkat buyurunuz. Arkadaşlar manzumenin bastan başa iyi olmasını bütün samimiyetle arzu ediyorum ve bu teklifte bulunuyorum. (Gürültüler) Müsaade buyurunuz bana biri imzalı, biri imzasız iki mektup geldi. Bu mektupta deniliyor ki; Diğer verilmiş olan manzumeleri de okuyunuz, onların içinde; intihap edilmiş olanlardan daha muvafıkı vardır. (Handeler) (Memiş Çavuş sesleri) Sahibi mektup Garp Ordusu'na gitti. İmzasiyle gösterebilirim. Arkadaşlar tekrar ısrar ediyorum, bir encümeni mahsusu edibi teşkil edilmelidir ve intihap onun reyine bırakılmalıdır. (Hayır, hayır sesleri) (Gürültüler)
REİS - Efendim müsaade buyurunuz. Trabzon Mebusu Celâl Bey'in İstiklâl Marşı ile bir takriri var."Riyaseti Celiliye
Mingayrihaddin karaladığım gayrimatbu İstiklâl Marşı'nın Meclisi Âli huzurunda kıraet olunmasını teklif eylerim.
Trabzon Mebusu Celâl"
REİS - Müsaade buyurunuz rica ederim. Zannediyorum ki, bu Heyeti Celilelerine dağıtılan manzumeler müddeti muayyene zarfında toplanıp da şimdi intihap edilenlerdir. Bunun müsabakaya ithali kabil midir efendim? (Hayır, hayır sesleri).
İHSAN B. (Cebelibereket) - Şekil aramıyoruz. İyi ise dinleyelim (Muvafık sesleri).
REİS - Efendim müsaade buyurunuz. Tekrar ediyorum. Muayyen bir zaman zarfinda marş müsabakası ilân edildi. Onlardan Maarif Vekâleti intihap etmiş, göndermiş. Şimdi bu gönderdiği marşlardan birinin intihabını Heyeti Umumiye'de kendisi takip ediyor ve müzakere ediyoruz. Bu meyanda birisi bir marş gönderiyor. Bunu kabul ettikten sonra yarın vâki olacak müracaatları da reddedemeyeceğiz.
REFİK B. (Konya) - Nasıl reddedeceksiniz? İlânihaye devam edecektir.
İHSAN B. (Cebelibereket) - Marş lâzımdır. Hangisi güzel olursa o lâzımdır.
REİS- Bu marşın okunmasını kabul buyuranlar lütfen el kaldırsın... Kabul edilmedi efendim.
HAMDİ NAMIK B. (İzmit) - Efendiler, millî bir marş yapmak ihtiyacı hâsıl olmuş. Maarif Vekili şairleri müsabakaya davet etmiş, birçok şiirler içerisinden birkaç parça intihap ve tabedilmiş. Bendeniz anlamıyorum. Bu bir Meclisi Milli işi midir? Bir encümeni edebî işi midir? (Millet işidir sesleri). Mîllet işidir. Şüphesiz efendiler, fakat malûmu âliniz şiir meselesi bîr sanat meselesidir, Eğer bunu tercih etmek hakkını biz deruhde ediyorsak aram ızda şiirle tevvegul [?] etmiş arkadaşlarımızdan bir encümeni edebî teşkil edelim, onlar tetkik etsinler. Geçen gün bu maksatla söylediğim bir söz suitelâkkiye uğramıştır. Binaenaleyh eğer bunun tetkiki için içimizden bir encümen teşkil etmiyecek olursak o hak doğrudan doğruya Maarif Vekâleti'ne aittir, noktai nazarını izah etsin ya kabul edersiniz, yahut kabul etmezsiniz. Bunun uzun uzadıya sürünmesine hacet yoktur (Gürültüler)
MECLİSTE KABULU
MAARİF VEKİLİ HAMDULLAH SUPHİ B. - Arkadaşlar! Refik Şevket Bey'in sözünü tekrar ediyorum. Bu şiirler mevzuubahis olduğu vakit lüzumsuz yere, hatta arzumuz hilâfinda şiirler yazmış olan arkadaşlarımız için böyle bir söz buradan çıkmamalıdır. Bahusus ki, arkadaşlar ısmarlama sözü ve halkın tercümanı olmaz sözü yanlıştır. Çünkü halkın mümessilleri olan sizlerin huzurunda okunan şiirin Heyeti Aliyeniz üzerindeki âzami tesirine bendeniz de şahit oldum. Eğer halk üzerine olan tesirini anlamak için kendi kalbimizden başka miyarınız varsa o başkadır. Eğer halkın teessürünü kendimiz anlayacak olursak halkın kalbini de anlamış oluruz. Şimdi arkadaşlar bendeniz diyeceğim ki: Yeni bir encümeni edebiye havale edersek bir fayda mutasavver olabilir. Eğer encümen kararını verip bitirecek ise. Fakat zannediyorum Meclisinizin verdiği karar ve ısrar ettiği nokta, kendisinin bu işi halletmesidir. O halele encümenden çıkıp yine heyetinize gelecektir. Yine bu vaziyet hâsıl olacaktır. O halde burada yedi tane şiir vardır, Riyaset bunları ayrı ayn reye vaz'etsin, hangisi tarafınızdan mazharı takdir olursa onu kabul edersiniz. (Doğru sesleri).
REİS- Efendim müzakerenin kifayetine dair takrirler vardır. Müzakerenin kifayetini reye koyacağım. Müzakereyi kâfi görenler lütfen el kaldırsın... Kabul edildi. Kırşehir Mebusu Yahya Galip Bey'in bir takriri var.
" Riyaseti Celileye Muhittin Bey'in inşad ettikleri marşın kürsüde taraflarından okunmasını teklif eylerim.
12 Mart 1337
Kırşehir Mebusu
Yahya Galip"
REİS- Kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın...Kabul edilmedi efendim. Efendim Muş Mebusu Abdülgani Bey'in bir takriri vardır. "Riyaseti Celileye İstiklâl Marşı Maarif Vekâleti'nce müsabakaya vaz'edilmiş ve intihabı yine Vekâleti mezbureye ait bulunmuş olduğundan ve Meclisi Ali bir meclisi edebî olmadığından intihabının dahi Maarif Vekâleti'ne ait olduğunu arz ve teklifeylerim. 12 Mart 1337
Muş Mebusu
Abdülgani"
REİS - Kabul edenler lütfen el kaldırsın... Kabul edilmedi efendim. Efendim Saruhan Mebusu Avni Bey'in takriri var.
"Riyaseti Celileye İstiklâl Marşı vatanî bir parça olmakla beraber her halde şayanı teslimdir ki şiiri, musikisi, vatanî olması lâzımgelen bu marşın tetkiki her halde bir ihtisas ve ehli hibre meselesidir. Binaenaleyh, bu marşın tefrik ve kabulü için erbabı ihtisastan mürekkep bir encümene tevdii ve badehu bestelenmesini teklif eylerim.
12 Mart 1337
Saruhan Mebusu
Avni"
REİS - Efendim bu teklifi kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın. Kabul edilmedi. Şimdi efendim müzakerenin kifayetine dair muhtelif takrirler var. Yahut her marşı Heyeti Âliyenizin reyine koyalım.
HASAN BASRİ B. (Karesi) - Reis Bey! Bizim bir takririmiz vardır. Suat Bey'in de bir takriri var.
REİS- Meclisi Âli reyini ne suretle izhar ederse ondan sonra anlaşılacaktır.
"Riyaseti Celîleye
Müzakerenin kifayetini ve Mehmet Akif Bey'in İstiklâl Marşı'nın kabulünü teklif ederim.
12 Mart 1337
Kastamonu Mebusu
Dr. Suat"
"Riyasete İstiklâl Marşı'nın şubelerce teşkil edilecek bir encümeni mahsus tarafından tetkik ve tasdik olunmasını teklif ederim.
12 Mart 1337
Bolu Mebusu
Tunalı Hilmi"
REİS - Bu takriri kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın. Reddolundu.
"Riyaseti Celileye Şiirin besteye gelip gelmemesi meselesi vardır. Şuara ve bestekârlardan mürekkep bir encümen teşkilini teklif eylerim.
12 Mart 1337
Ertuğrul Mebusu
Necip"
REİS - Aynı mealde birçok takrirler vardır. Necip Bey'in takririni kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın. Reddedildi.
"Riyaseti Celileye Bütün Meclis'in ve halkın takdiratını celbeden Mehmet Akif Beyefendi'nin şiirinin tercihan kabulünü teklif ederim.
12 Mart 1337
Karesi Mebusu
H. Basri"
"Riyaseti Celileye
İstiklâl marşlarını matbu varakalarda hepimiz ayn ayrı tetkik ettiğimiz için encümene havalesine lüzum yoktur. Mehmet Akif Bey'e ait olanının Miîlî Marş olarak kabulünü teklif ederim.
12 Mart 1337
Bursa Mebusu
Operatör Emin"
"Riyaseti Celileye
Kaffei ervahı İslâm üzerinde kıraati heyecanlar tevlit edecek derecede icazkâr olan büyük İslâm Şairi Mehmet Akif Bey'in marşının takdiren kabulünü teklif eylerim.
12 Mart 1337
Bitlis Mebusu
Yusuf Ziya"
" Riyaseti Celileye
Ötedenberi İslâmın ruhnevaz şairi Akif Bey efendi'nin İstiklâl Marşı her veçhile müreccah ve Meclisi Âli'nin ruhu mâneviyesine evfak olmakla kabul edilmesini teklif ederim.
TUN ALI HİLMİ B. (Bolu) (Devamla) - Bu o kadar müzakereye kayıktır ki siz takdir edemezsiniz.
REFİK ŞEVKET B. (Saruhan) - Reis Bey usulü müzakere hakkında söz isterim. Müsaade buyurur musunuz? Şiirler sahiplerinin malıdır. Beğenirsek rey veririz, beğenmezsek rey vermeyiz. Herkesin muhterem şahsiyetine tecavüz etmeyerek kabul edelim veyahut etmeyelim, rica ederim.
TUNALI HİLMİ B. (Bolu) - Gerek şu şiire ve gerek şu manzumelere karşı bir şey söyledim mi ki böyle söylüyorsunuz? İsim zikretmedim. İyi dinleyiniz, kulaklarınızı açınız. Arkadaşlar istirham ederim! Bunu, bir encümeni mahsusu edebî teşkil edelim, oraya havale edelim, bu manzumelerin birini intihap etsin. Asıl ruhî mesele buradadır... O encümeni mahsus intihab ettiği manzumenin sahibini çağırır, der ki ona, şu mısraı terkederseniz veya şu mealde tebdil ederseniz ve şu kelimenin bununla tebdili elzemdir, o zaman o manzume daha iyi olur. İstirham ederim, bu noktaya dikkat buyurunuz. Arkadaşlar manzumenin bastan başa iyi olmasını bütün samimiyetle arzu ediyorum ve bu teklifte bulunuyorum. (Gürültüler) Müsaade buyurunuz bana biri imzalı, biri imzasız iki mektup geldi. Bu mektupta deniliyor ki; Diğer verilmiş olan manzumeleri de okuyunuz, onların içinde; intihap edilmiş olanlardan daha muvafıkı vardır. (Handeler) (Memiş Çavuş sesleri) Sahibi mektup Garp Ordusu'na gitti. İmzasiyle gösterebilirim. Arkadaşlar tekrar ısrar ediyorum, bir encümeni mahsusu edibi teşkil edilmelidir ve intihap onun reyine bırakılmalıdır. (Hayır, hayır sesleri) (Gürültüler)
REİS - Efendim müsaade buyurunuz. Trabzon Mebusu Celâl Bey'in İstiklâl Marşı ile bir takriri var."Riyaseti Celiliye
Mingayrihaddin karaladığım gayrimatbu İstiklâl Marşı'nın Meclisi Âli huzurunda kıraet olunmasını teklif eylerim.
Trabzon Mebusu Celâl"
REİS - Müsaade buyurunuz rica ederim. Zannediyorum ki, bu Heyeti Celilelerine dağıtılan manzumeler müddeti muayyene zarfında toplanıp da şimdi intihap edilenlerdir. Bunun müsabakaya ithali kabil midir efendim? (Hayır, hayır sesleri).
İHSAN B. (Cebelibereket) - Şekil aramıyoruz. İyi ise dinleyelim (Muvafık sesleri).
REİS - Efendim müsaade buyurunuz. Tekrar ediyorum. Muayyen bir zaman zarfinda marş müsabakası ilân edildi. Onlardan Maarif Vekâleti intihap etmiş, göndermiş. Şimdi bu gönderdiği marşlardan birinin intihabını Heyeti Umumiye'de kendisi takip ediyor ve müzakere ediyoruz. Bu meyanda birisi bir marş gönderiyor. Bunu kabul ettikten sonra yarın vâki olacak müracaatları da reddedemeyeceğiz.
REFİK B. (Konya) - Nasıl reddedeceksiniz? İlânihaye devam edecektir.
İHSAN B. (Cebelibereket) - Marş lâzımdır. Hangisi güzel olursa o lâzımdır.
REİS- Bu marşın okunmasını kabul buyuranlar lütfen el kaldırsın... Kabul edilmedi efendim.
HAMDİ NAMIK B. (İzmit) - Efendiler, millî bir marş yapmak ihtiyacı hâsıl olmuş. Maarif Vekili şairleri müsabakaya davet etmiş, birçok şiirler içerisinden birkaç parça intihap ve tabedilmiş. Bendeniz anlamıyorum. Bu bir Meclisi Milli işi midir? Bir encümeni edebî işi midir? (Millet işidir sesleri). Mîllet işidir. Şüphesiz efendiler, fakat malûmu âliniz şiir meselesi bîr sanat meselesidir, Eğer bunu tercih etmek hakkını biz deruhde ediyorsak aram ızda şiirle tevvegul [?] etmiş arkadaşlarımızdan bir encümeni edebî teşkil edelim, onlar tetkik etsinler. Geçen gün bu maksatla söylediğim bir söz suitelâkkiye uğramıştır. Binaenaleyh eğer bunun tetkiki için içimizden bir encümen teşkil etmiyecek olursak o hak doğrudan doğruya Maarif Vekâleti'ne aittir, noktai nazarını izah etsin ya kabul edersiniz, yahut kabul etmezsiniz. Bunun uzun uzadıya sürünmesine hacet yoktur (Gürültüler)
MECLİSTE KABULU
MAARİF VEKİLİ HAMDULLAH SUPHİ B. - Arkadaşlar! Refik Şevket Bey'in sözünü tekrar ediyorum. Bu şiirler mevzuubahis olduğu vakit lüzumsuz yere, hatta arzumuz hilâfinda şiirler yazmış olan arkadaşlarımız için böyle bir söz buradan çıkmamalıdır. Bahusus ki, arkadaşlar ısmarlama sözü ve halkın tercümanı olmaz sözü yanlıştır. Çünkü halkın mümessilleri olan sizlerin huzurunda okunan şiirin Heyeti Aliyeniz üzerindeki âzami tesirine bendeniz de şahit oldum. Eğer halk üzerine olan tesirini anlamak için kendi kalbimizden başka miyarınız varsa o başkadır. Eğer halkın teessürünü kendimiz anlayacak olursak halkın kalbini de anlamış oluruz. Şimdi arkadaşlar bendeniz diyeceğim ki: Yeni bir encümeni edebiye havale edersek bir fayda mutasavver olabilir. Eğer encümen kararını verip bitirecek ise. Fakat zannediyorum Meclisinizin verdiği karar ve ısrar ettiği nokta, kendisinin bu işi halletmesidir. O halele encümenden çıkıp yine heyetinize gelecektir. Yine bu vaziyet hâsıl olacaktır. O halde burada yedi tane şiir vardır, Riyaset bunları ayrı ayn reye vaz'etsin, hangisi tarafınızdan mazharı takdir olursa onu kabul edersiniz. (Doğru sesleri).
REİS- Efendim müzakerenin kifayetine dair takrirler vardır. Müzakerenin kifayetini reye koyacağım. Müzakereyi kâfi görenler lütfen el kaldırsın... Kabul edildi. Kırşehir Mebusu Yahya Galip Bey'in bir takriri var.
" Riyaseti Celileye Muhittin Bey'in inşad ettikleri marşın kürsüde taraflarından okunmasını teklif eylerim.
12 Mart 1337
Kırşehir Mebusu
Yahya Galip"
REİS- Kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın...Kabul edilmedi efendim. Efendim Muş Mebusu Abdülgani Bey'in bir takriri vardır. "Riyaseti Celileye İstiklâl Marşı Maarif Vekâleti'nce müsabakaya vaz'edilmiş ve intihabı yine Vekâleti mezbureye ait bulunmuş olduğundan ve Meclisi Ali bir meclisi edebî olmadığından intihabının dahi Maarif Vekâleti'ne ait olduğunu arz ve teklifeylerim. 12 Mart 1337
Muş Mebusu
Abdülgani"
REİS - Kabul edenler lütfen el kaldırsın... Kabul edilmedi efendim. Efendim Saruhan Mebusu Avni Bey'in takriri var.
"Riyaseti Celileye İstiklâl Marşı vatanî bir parça olmakla beraber her halde şayanı teslimdir ki şiiri, musikisi, vatanî olması lâzımgelen bu marşın tetkiki her halde bir ihtisas ve ehli hibre meselesidir. Binaenaleyh, bu marşın tefrik ve kabulü için erbabı ihtisastan mürekkep bir encümene tevdii ve badehu bestelenmesini teklif eylerim.
12 Mart 1337
Saruhan Mebusu
Avni"
REİS - Efendim bu teklifi kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın. Kabul edilmedi. Şimdi efendim müzakerenin kifayetine dair muhtelif takrirler var. Yahut her marşı Heyeti Âliyenizin reyine koyalım.
HASAN BASRİ B. (Karesi) - Reis Bey! Bizim bir takririmiz vardır. Suat Bey'in de bir takriri var.
REİS- Meclisi Âli reyini ne suretle izhar ederse ondan sonra anlaşılacaktır.
"Riyaseti Celîleye
Müzakerenin kifayetini ve Mehmet Akif Bey'in İstiklâl Marşı'nın kabulünü teklif ederim.
12 Mart 1337
Kastamonu Mebusu
Dr. Suat"
"Riyasete İstiklâl Marşı'nın şubelerce teşkil edilecek bir encümeni mahsus tarafından tetkik ve tasdik olunmasını teklif ederim.
12 Mart 1337
Bolu Mebusu
Tunalı Hilmi"
REİS - Bu takriri kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın. Reddolundu.
"Riyaseti Celileye Şiirin besteye gelip gelmemesi meselesi vardır. Şuara ve bestekârlardan mürekkep bir encümen teşkilini teklif eylerim.
12 Mart 1337
Ertuğrul Mebusu
Necip"
REİS - Aynı mealde birçok takrirler vardır. Necip Bey'in takririni kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın. Reddedildi.
"Riyaseti Celileye Bütün Meclis'in ve halkın takdiratını celbeden Mehmet Akif Beyefendi'nin şiirinin tercihan kabulünü teklif ederim.
12 Mart 1337
Karesi Mebusu
H. Basri"
"Riyaseti Celileye
İstiklâl marşlarını matbu varakalarda hepimiz ayn ayrı tetkik ettiğimiz için encümene havalesine lüzum yoktur. Mehmet Akif Bey'e ait olanının Miîlî Marş olarak kabulünü teklif ederim.
12 Mart 1337
Bursa Mebusu
Operatör Emin"
"Riyaseti Celileye
Kaffei ervahı İslâm üzerinde kıraati heyecanlar tevlit edecek derecede icazkâr olan büyük İslâm Şairi Mehmet Akif Bey'in marşının takdiren kabulünü teklif eylerim.
12 Mart 1337
Bitlis Mebusu
Yusuf Ziya"
" Riyaseti Celileye
Ötedenberi İslâmın ruhnevaz şairi Akif Bey efendi'nin İstiklâl Marşı her veçhile müreccah ve Meclisi Âli'nin ruhu mâneviyesine evfak olmakla kabul edilmesini teklif ederim.
hLL^^m- Normal Üye
- Ruh Hali :
Mesaj Sayısı : 402
Yaş : 29
Nerden : Önemsiiz.
Teşekkür : 2
Rep Puanı : 60680
Kayıt tarihi : 22/05/08
Geri: İSTİKLAL MARŞIMIZ VE KABULU
12 Mart 1337
İsparta Mebusu
İbrahim"
"Riyaseti Celileye
Mehmet Akif Bey tarafından inşat edilen marşın kendi tarafından kürsüde kıraat edilmesini teklif eylerim.
12 Mart 1337
Kırşehir Mebusu
Yahya Galip"
REİS - Bu takrirlerin hepsi Mehmet Akif Bey'in şiirinin kabulünü mutazammındır. (Reye sesleri). Müsaade buyurunuz, rica ederim müsaade buyurunuz efendiler.
TUNALI HİLMİ B. (Bolu) - Reis Bey müsaade buyurursanız Mehmet Akif Bey'in marşının reye vaz'ından evvel bendeniz ufacık birsey rica edeceğim. Tebdil edilmesi ihtimali vardır.
REİS- Müzakere bitmiştir efendim rica ederim.
SALİH Ef. (Erzurum) - Bendeniz bîr şey arzedeceğim.
REİS - Müzakere bitmiştir. MaarifVekâleti'nin teklifi vardır. Her marşı ayrı ayrı reye koyunuz dîye teklif etmişlerdi. Her marşın ayrı ayrı reye vaz'ını kabul buyuranlar lütfen el kaldırsın. Kabul edilmedi. O halde bu takrirleri reye koyacağız. Basri Bey'in takririni reye koyuyorum (Basri Bey'in takriri tekrar okundu).
REİS- Basri Bey'in takririni kabul buyuranlar ellerini kaldırsın. Kabul edildi efendim (Gürültüler ve ret sadalan).
REFİK ŞEVKET B. (Saruhan) - Reis Bey! Mehmet Akif Bey'in şiirinin aleyhinde bulunanlar da ellerini kaldırsın ki ona göre muhaliflerin miktarı anlaşılsın. (Muvafıktır, anlaşılsın sadaları).
REİS - Bu takriri kabul edenler, yani Mehmet Akif Beyefendi tarafından yazılan marşın İstiklâl Marşı olmak üzere tanınmasını kabul edenler lütfen el kaldırsın. Ekseriyeti azime ile kabul edildi.
MÜFİT Ef. (Kırşehir) - Reis Bey yalnız bir şey arzedeceğim. Hamdullah Suphi Bey'in bu marşı bu kürsüden bir daha okumasını rica ediyorum. (Gürültüler).
REFİK B. (Konya) - Milletin ruhuna tercüman olan işbu İstiklâl Marşı'nın ayakta okunmasını teklif ediyorum.
REİS - Müsaade buyurursunuz efendim. Heyeti muhtereme bu marşı kabul ettiğinden tabiî resmî bir İstiklâl Marsı olarak tanınmıştır. Binaenaleyh ayakta dinlememiz icabeder. Buyurunuz efendiler;
MEHMET AKİF ERSOY KRONOLOJİ
1873
Mehmet Akif İstanbul Fatih Sarıgüzel'de doğdu
1877
Mehmet Akif 4 yaşında mahalle mektebine başladı
13 Şubat 1878
İkinci Abdülhamit Meclis-i Mebusan'ı kapatarak 33 yıl sürecek dönemini başlattı.
1879
Akif, 7 yaşında Emir Buhari İlkokulu'na başladı.
1882
3 yıllık ilkokulu bitirerek, 9 yaşında Rüştiye'ye girdi.
1885
12 yaşında Mekteb-i Mülkiye'nin lise kısmına başladı.
1887
14 yaşında, Mekteb-i Mülkiye'nin yüksek kısmına girdi.
1887-1888
Evleri yandı ve babası öldü.
1888
Akif, 15 yaşında, Baytar Mektebi'ne girdi.
3 Kasım 1892
19 yaşında, bilinen ilk şiirlerinden Desturu yazdı.
14 Aralık 1893
20 yaşında, Baytar Mektebi'ni bitirerek memurluğa başladı.
1894
21 yaşında, İsmet Hanım'la evlendi. Edirne'de gezici görevde bulunuyor.
14 Mart 1895
22 yaşında, yayımlanan ilk şiiri Kur'an'a Hitap Mektep Mecmuası'nda çıktı.
1896
23 yaşında, Beşinci Ordu'ya at satın almak için Adana'ya sonradan Şam'a kadar gitti.
20 Mayıs 1897
Türk-Yunan Savaşı başladı.
1897
Bazı şiirleri Resimli Gazete'de yayımlandı (24 yaşında).
1899
26 Haziran 1903
Hersekli Arif Hikmet manzumesini yazdı.
1905
Rusya'da Çarlığa karşı geniş ayaklanmalar; Muhammed Abduh öldü; Tevfik Fikret Tarih-i Kadimi yazdı. Orman ve Meadin ve Ziraat Nezareti Beşinci Şube Baytar Müfettiş Muavinliği'ne atandı.
4 Ekim 1906
İlk görevinin yanında, (33 yaşında) Halkalı Ziraat Mektebi'ne kompazisyon öğretmeni olarak da atandı.
29 Aralık 1906
Küfe'yi yazdı.
25 Ağustos 1907
(34 yaşında). Çiftlik Ziraat Mektebi Türkçe öğretmenliğine atandı.
28 Ocak 1908
Seyfi Baba'yı yazdı.
23 Temmuz 1908
İkinci Meşrutiyet ilan edildi.
28 Temmuz 1908
Mehmet Akif, İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne kaydoldu.
27 Ağustos 1908
Sebilürreşat'ın ilk sayısı ve Akif'in bu dergide ilk manzumesi Fatih Camii yayımlandı.
11 Kasım 1908
Darülfünun Edebiyat Müderrisliği'ne atandı.
17 Aralık 1908
Meclis-i Mebusan açıldı.
13 Nisan 1909
31 Mart Ayaklanması başladı.
27 Nisan 1909
İkinci Abdülhamit tahttan indirildi. Sultan Reşat padişah oldu.
1911
(38 yaşında). İlk kitabı Safahat Birinci Kitap adıyla yayımlandı.
29 Eylül 1911
Türk-İtalyan Savaşları başladı.
5 Mart 1912
Yazılarının yayınlandığı Sıratı Müstakim, Sebillürreşat olarak adını değiştirdi.
1912
(39 yaşında) Safahat, İkinci Kitap Süleymaniye Kürsüsünde yayımlandı.
15 Ekim 1912
Türk-İtalyan Savaşı sona erdi.
8 Ekim 1912
Balkan Savaşları başladı.
23 Aralık 1912
Akif İstanbul'dan Mısır'a gitti.
6 Ocak 1913
Balkan Savaşları'nı sonuçlandırmak için toplanan Londra Konferansı sonuçsuz olarak dağıldı.
20 Şubat 1913
Akif, Mısır'dan İstanbul'a döndü.
23 Ocak 1913
İttihatçılar Babıâli Baskını'nı düzenleyerek iktidara hakim oldular.
2 Şubat 1913
Akif (40 yaşında). Beyazıt Cami Kürsüsü'nde halkı birliğe ve yurt savunmasına çağırdı.
7 Şubat 1913
Fatih Cami Kürsüsü'nde konuştu.
5 Mart 1913
Edirne teslim oldu.
11 Mayıs 1913
Akif memurluktan istifa etti.
30 Mayıs 1913
Londra Antlaşması'yla Edirne Bulgarlara bırakıldı. Mayıs-Haziran Safahat, Üçüncü Kitap "Hakkın Sesleri" yayımlandı.
29 Haziran 1913
İkinci Balkan Savaşları başladı.
10 Temmuz 1913
Fatih Kürsüsü'nde uzun manzumesi Sebilürreşat'ta yayımlandı.
21 Temmuz 1913
Edirne kurtarıldı.
10 Ağustos 1913
Bükreş Anlaşması'yla Balkan Savaşları sona erdi.
14 Ağustos 1913
Akif'in ilk Tefsir Serifi yayımlandı.
1914
Fatih Kürsüsünde kitap olarak yayımlandı. Yılın ilk aylarında Akif Mısır'a gitti, Medine'ye kadar yolculuk yaptı.
29 Ekim 1914
Türkiye, Birinci Dünya Savaşı'na girdi.
Aralık (?) 1914
Akif (41 yaşında). Almanların elindeki esir Müslüman askerlerine propağanda yapmak amacıyla Almanya'ya gönderildi.
5 Mart 1915
Akif (42 yaşında). Berlin Hatıraları'nı bitirdi.
8 Nisan 1915
Berlin Hatıraları yayımlanmaya başladı.
25 Kasım 1915
Sebiürreşat yayınına 5,5 ay ara verdi.
1916 (ilk Ayları)
Akif (43 yaşında). Teşkilat-ı Mahsusa tarafından Arabistan'a Gezisi 4-5 ay sürdü.
10 Mayıs 1916
5,5 aylık aradan sonra Sebilürreşat yeniden yayımlandı.
26 Ekim 1916
Sebilürreşat 20 ay kadar yeniden kapandı.
1917
Safahat, Beşinci Kitap "Hatıralar" yayımlandı; (44 yaşında) Akif, Lübnan'a geri döndü; Dar-ül Hikmet-ül İslamiye başkatipliğine atandı.
4 Temmuz 1918
Sultan Reşat öldü. Vahdettin tahta geçti.
17 Temmuz 1918
Sebilüreşşat, yeniden yayına başladı.
1918
"Süleymaniye Kürsüsü"ndenin üçüncü basımı, "Hakkın Sesleri ve "Hatıralar"ın ikinci basımları yapıldı.
30 Ekim 1918
Mondros Ateşkes Anlaşması imza edildi.
13 Kasım 1918
İtilaf donanması İstanbul'a geldi.
21 Aralık 1918
Meclis-i Mebusan kapatıldı.
26 Aralık 1918
Akif'in "Hala mı Boğuşmak" manzumesi yayımlandı.
15 Mayıs 1919
İzmir işgal edildi.
19 Mayıs 1919
Mustafa Kemal Paşa, Samsun'a çıktı.
12 Haziran 1919
Sebilürreşat, mandacılığa karşı çıktı.
26 Haziran 1919
Sebilürreşat, Türklerle Arapların ayrılamayacağını yazdı.
23 Temmuz 1919
Erzurum Kongresi açıldı.
4 Eylül 1919
Sivas Kongresi açıldı.
18 Eylül 1919
Akif (46 yaşında). Asım, Sebilürreşat'ta yayımlanmaya başlandı.
12 Ocak 1920
Son Osmanlı Mebuslar Meclisi açıldı.
22 Ocak 1920
(47 yaşında) Dar-ül Hikmet-ül İslamiye üyeliğine atandı.
23 Ocak 1920
Akif Balıkesir'de Zağanos Paşa Camii'nde halkı düşmana ve bozgunculara karşı birlik olmaya çağırdı.
16 Mart 1920
İstanbul İtilaf Devletleri'nce işgal edildi.
İsparta Mebusu
İbrahim"
"Riyaseti Celileye
Mehmet Akif Bey tarafından inşat edilen marşın kendi tarafından kürsüde kıraat edilmesini teklif eylerim.
12 Mart 1337
Kırşehir Mebusu
Yahya Galip"
REİS - Bu takrirlerin hepsi Mehmet Akif Bey'in şiirinin kabulünü mutazammındır. (Reye sesleri). Müsaade buyurunuz, rica ederim müsaade buyurunuz efendiler.
TUNALI HİLMİ B. (Bolu) - Reis Bey müsaade buyurursanız Mehmet Akif Bey'in marşının reye vaz'ından evvel bendeniz ufacık birsey rica edeceğim. Tebdil edilmesi ihtimali vardır.
REİS- Müzakere bitmiştir efendim rica ederim.
SALİH Ef. (Erzurum) - Bendeniz bîr şey arzedeceğim.
REİS - Müzakere bitmiştir. MaarifVekâleti'nin teklifi vardır. Her marşı ayrı ayrı reye koyunuz dîye teklif etmişlerdi. Her marşın ayrı ayrı reye vaz'ını kabul buyuranlar lütfen el kaldırsın. Kabul edilmedi. O halde bu takrirleri reye koyacağız. Basri Bey'in takririni reye koyuyorum (Basri Bey'in takriri tekrar okundu).
REİS- Basri Bey'in takririni kabul buyuranlar ellerini kaldırsın. Kabul edildi efendim (Gürültüler ve ret sadalan).
REFİK ŞEVKET B. (Saruhan) - Reis Bey! Mehmet Akif Bey'in şiirinin aleyhinde bulunanlar da ellerini kaldırsın ki ona göre muhaliflerin miktarı anlaşılsın. (Muvafıktır, anlaşılsın sadaları).
REİS - Bu takriri kabul edenler, yani Mehmet Akif Beyefendi tarafından yazılan marşın İstiklâl Marşı olmak üzere tanınmasını kabul edenler lütfen el kaldırsın. Ekseriyeti azime ile kabul edildi.
MÜFİT Ef. (Kırşehir) - Reis Bey yalnız bir şey arzedeceğim. Hamdullah Suphi Bey'in bu marşı bu kürsüden bir daha okumasını rica ediyorum. (Gürültüler).
REFİK B. (Konya) - Milletin ruhuna tercüman olan işbu İstiklâl Marşı'nın ayakta okunmasını teklif ediyorum.
REİS - Müsaade buyurursunuz efendim. Heyeti muhtereme bu marşı kabul ettiğinden tabiî resmî bir İstiklâl Marsı olarak tanınmıştır. Binaenaleyh ayakta dinlememiz icabeder. Buyurunuz efendiler;
MEHMET AKİF ERSOY KRONOLOJİ
1873
Mehmet Akif İstanbul Fatih Sarıgüzel'de doğdu
1877
Mehmet Akif 4 yaşında mahalle mektebine başladı
13 Şubat 1878
İkinci Abdülhamit Meclis-i Mebusan'ı kapatarak 33 yıl sürecek dönemini başlattı.
1879
Akif, 7 yaşında Emir Buhari İlkokulu'na başladı.
1882
3 yıllık ilkokulu bitirerek, 9 yaşında Rüştiye'ye girdi.
1885
12 yaşında Mekteb-i Mülkiye'nin lise kısmına başladı.
1887
14 yaşında, Mekteb-i Mülkiye'nin yüksek kısmına girdi.
1887-1888
Evleri yandı ve babası öldü.
1888
Akif, 15 yaşında, Baytar Mektebi'ne girdi.
3 Kasım 1892
19 yaşında, bilinen ilk şiirlerinden Desturu yazdı.
14 Aralık 1893
20 yaşında, Baytar Mektebi'ni bitirerek memurluğa başladı.
1894
21 yaşında, İsmet Hanım'la evlendi. Edirne'de gezici görevde bulunuyor.
14 Mart 1895
22 yaşında, yayımlanan ilk şiiri Kur'an'a Hitap Mektep Mecmuası'nda çıktı.
1896
23 yaşında, Beşinci Ordu'ya at satın almak için Adana'ya sonradan Şam'a kadar gitti.
20 Mayıs 1897
Türk-Yunan Savaşı başladı.
1897
Bazı şiirleri Resimli Gazete'de yayımlandı (24 yaşında).
1899
26 Haziran 1903
Hersekli Arif Hikmet manzumesini yazdı.
1905
Rusya'da Çarlığa karşı geniş ayaklanmalar; Muhammed Abduh öldü; Tevfik Fikret Tarih-i Kadimi yazdı. Orman ve Meadin ve Ziraat Nezareti Beşinci Şube Baytar Müfettiş Muavinliği'ne atandı.
4 Ekim 1906
İlk görevinin yanında, (33 yaşında) Halkalı Ziraat Mektebi'ne kompazisyon öğretmeni olarak da atandı.
29 Aralık 1906
Küfe'yi yazdı.
25 Ağustos 1907
(34 yaşında). Çiftlik Ziraat Mektebi Türkçe öğretmenliğine atandı.
28 Ocak 1908
Seyfi Baba'yı yazdı.
23 Temmuz 1908
İkinci Meşrutiyet ilan edildi.
28 Temmuz 1908
Mehmet Akif, İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne kaydoldu.
27 Ağustos 1908
Sebilürreşat'ın ilk sayısı ve Akif'in bu dergide ilk manzumesi Fatih Camii yayımlandı.
11 Kasım 1908
Darülfünun Edebiyat Müderrisliği'ne atandı.
17 Aralık 1908
Meclis-i Mebusan açıldı.
13 Nisan 1909
31 Mart Ayaklanması başladı.
27 Nisan 1909
İkinci Abdülhamit tahttan indirildi. Sultan Reşat padişah oldu.
1911
(38 yaşında). İlk kitabı Safahat Birinci Kitap adıyla yayımlandı.
29 Eylül 1911
Türk-İtalyan Savaşları başladı.
5 Mart 1912
Yazılarının yayınlandığı Sıratı Müstakim, Sebillürreşat olarak adını değiştirdi.
1912
(39 yaşında) Safahat, İkinci Kitap Süleymaniye Kürsüsünde yayımlandı.
15 Ekim 1912
Türk-İtalyan Savaşı sona erdi.
8 Ekim 1912
Balkan Savaşları başladı.
23 Aralık 1912
Akif İstanbul'dan Mısır'a gitti.
6 Ocak 1913
Balkan Savaşları'nı sonuçlandırmak için toplanan Londra Konferansı sonuçsuz olarak dağıldı.
20 Şubat 1913
Akif, Mısır'dan İstanbul'a döndü.
23 Ocak 1913
İttihatçılar Babıâli Baskını'nı düzenleyerek iktidara hakim oldular.
2 Şubat 1913
Akif (40 yaşında). Beyazıt Cami Kürsüsü'nde halkı birliğe ve yurt savunmasına çağırdı.
7 Şubat 1913
Fatih Cami Kürsüsü'nde konuştu.
5 Mart 1913
Edirne teslim oldu.
11 Mayıs 1913
Akif memurluktan istifa etti.
30 Mayıs 1913
Londra Antlaşması'yla Edirne Bulgarlara bırakıldı. Mayıs-Haziran Safahat, Üçüncü Kitap "Hakkın Sesleri" yayımlandı.
29 Haziran 1913
İkinci Balkan Savaşları başladı.
10 Temmuz 1913
Fatih Kürsüsü'nde uzun manzumesi Sebilürreşat'ta yayımlandı.
21 Temmuz 1913
Edirne kurtarıldı.
10 Ağustos 1913
Bükreş Anlaşması'yla Balkan Savaşları sona erdi.
14 Ağustos 1913
Akif'in ilk Tefsir Serifi yayımlandı.
1914
Fatih Kürsüsünde kitap olarak yayımlandı. Yılın ilk aylarında Akif Mısır'a gitti, Medine'ye kadar yolculuk yaptı.
29 Ekim 1914
Türkiye, Birinci Dünya Savaşı'na girdi.
Aralık (?) 1914
Akif (41 yaşında). Almanların elindeki esir Müslüman askerlerine propağanda yapmak amacıyla Almanya'ya gönderildi.
5 Mart 1915
Akif (42 yaşında). Berlin Hatıraları'nı bitirdi.
8 Nisan 1915
Berlin Hatıraları yayımlanmaya başladı.
25 Kasım 1915
Sebiürreşat yayınına 5,5 ay ara verdi.
1916 (ilk Ayları)
Akif (43 yaşında). Teşkilat-ı Mahsusa tarafından Arabistan'a Gezisi 4-5 ay sürdü.
10 Mayıs 1916
5,5 aylık aradan sonra Sebilürreşat yeniden yayımlandı.
26 Ekim 1916
Sebilürreşat 20 ay kadar yeniden kapandı.
1917
Safahat, Beşinci Kitap "Hatıralar" yayımlandı; (44 yaşında) Akif, Lübnan'a geri döndü; Dar-ül Hikmet-ül İslamiye başkatipliğine atandı.
4 Temmuz 1918
Sultan Reşat öldü. Vahdettin tahta geçti.
17 Temmuz 1918
Sebilüreşşat, yeniden yayına başladı.
1918
"Süleymaniye Kürsüsü"ndenin üçüncü basımı, "Hakkın Sesleri ve "Hatıralar"ın ikinci basımları yapıldı.
30 Ekim 1918
Mondros Ateşkes Anlaşması imza edildi.
13 Kasım 1918
İtilaf donanması İstanbul'a geldi.
21 Aralık 1918
Meclis-i Mebusan kapatıldı.
26 Aralık 1918
Akif'in "Hala mı Boğuşmak" manzumesi yayımlandı.
15 Mayıs 1919
İzmir işgal edildi.
19 Mayıs 1919
Mustafa Kemal Paşa, Samsun'a çıktı.
12 Haziran 1919
Sebilürreşat, mandacılığa karşı çıktı.
26 Haziran 1919
Sebilürreşat, Türklerle Arapların ayrılamayacağını yazdı.
23 Temmuz 1919
Erzurum Kongresi açıldı.
4 Eylül 1919
Sivas Kongresi açıldı.
18 Eylül 1919
Akif (46 yaşında). Asım, Sebilürreşat'ta yayımlanmaya başlandı.
12 Ocak 1920
Son Osmanlı Mebuslar Meclisi açıldı.
22 Ocak 1920
(47 yaşında) Dar-ül Hikmet-ül İslamiye üyeliğine atandı.
23 Ocak 1920
Akif Balıkesir'de Zağanos Paşa Camii'nde halkı düşmana ve bozgunculara karşı birlik olmaya çağırdı.
16 Mart 1920
İstanbul İtilaf Devletleri'nce işgal edildi.
hLL^^m- Normal Üye
- Ruh Hali :
Mesaj Sayısı : 402
Yaş : 29
Nerden : Önemsiiz.
Teşekkür : 2
Rep Puanı : 60680
Kayıt tarihi : 22/05/08
Geri: İSTİKLAL MARŞIMIZ VE KABULU
11 Nisan 1920
Şeyhülislamlık fetvası yayımlandı. Akif (47 yaşında). İstanbul'dan gizlice Anadolu'ya geçti.
23 Nisan 1920
Büyük Millet Meclisi açıldı.
28 Nisan 1920
Hakimiyeti Milliye Mehmet Akif'in Ankara'ya geldiğini yazdı.
3 Mayıs 1920
Dar-ül Hikmet-ül İslamiye'deki görevine son verildi.
6 Mayıs 1920
Sebilürreşat'ın İstanbul'da son sayısı yayımlandı.
3 Haziran 1920
Biga'da adaylar arasında en yüksek oyu alarak mebus seçildi.
5 Haziran 1920
Burdur Mebusluğu Meclis'te onaylandı.
Haziran 1920 İsyancıları bastırmak üzere Konya'ya gönderildi. Daha sonra Burdur ve Antalya'ya gitti.
15 Temmuz 1920
Mehmet Akif, Meclis'te ant içti. Eşref Edip, Kastamonu'ya geldi.
17 Temmuz 1920
Burdur Mebusluğu'nu tercih ettiğini Meclis Başkanlığı'na bildirdi. (18 Temmuz'da görüşülüp onaylandı.)
4 Ekim 1920
Basın ve Haber alma Genel Müdürlüğü, Meclis Başkanlığı'ndan Akif'in irşat için Kastamonu'ya gönderilmei iznini istedi.
19 Ekim 1920
Kastamonu'ya geldi.
25 Ekim 1920
Batı Cephesi Komutanlığı'nın isteğiyle, Maarif Vekaleti'nin İstiklal Marşı yarışması açtığı haberi Hakimiyeti Milliye'de yayımlandı.
5 Kasım 1920
Açıksöz'de ilk manzumesi yayımlandı: Kır Ağası'nın Rüyası.
5 Kasım 1920
Kastamonu Nasrullah Camii'nde Sevr Anlaşması'nı anlatarak halkı birliğe ve milli mücadeleye çağırdı. Avrupa'ya karşı Moskova yönetimiyle iyi ilişkiler geliştirilmesini savundu.
28 Kasım 1920
Sebilürreşat'ın Anadolu'daki ilk sayısı Kastamonu'da, Akif'in Nasrullah Camii Kanuşmasıy'la yayımlandı.
3 Aralık 1920
Kastamonu ilçelerinde yaptığı konuşmalar neşredilmeye başladı.
24 Aralık 1920
Akif ve Eşref Edip Kastamonu'dan Ankara'ya gitti.
3 Şubat 1921
Sebilürreşat'ın Ankara'da ilk sayısı yayınlandı.
5 Şubat 1921
Maarif Vekili Namdullah Suphi Tanrısever bir mektupla Mehmet Akif'e başvurarak İstiklal Marşı Yarışması'na katılmasını istedi.
8 Şubat 1921
Meclis Kürsüsü'nde tek konuşmasını yaptı. Tevfik Paşa Hükümeti'ne yumuşak bir cevap yazılmasını önerdi. Mustafa Kemal buna karşı çıktı.
10 Şubat 1921
Elcezire Cephesi Komutanı Nihat Paşa, Akif'e bir mektup yazarak Nasrullah Camii Konuşması'nı övdü. Onun Diyarbakır'da kitapçık halinde basıldığını haber verdi.
17 Şubat 1921
İstiklal Marşı Hakimiyeti Milliye ve Sebilürreşat'ta yayımlandı. (Açıksöz'de 21 Şubat tekrar Hakimiyeti Milliye; 14 Mart, Gaye-i Milliye; 26 Mart; Yeni Giresun (?), Öğüt: 29 Şubat!)
26 Şubat 1921
İstiklal Marşı konusu Meclis'e getirildi. Seçimin Meclis genel kurulunda yapılması kararlaştırıldı.
1 Mart 1921
İstiklala Marşı Meclis'in ikinci çalışma yılının açılışında okundu, alkışlarla karşılandı.
12 Mart 1921
(Akif 48 yaşında) İstiklal Marşı Meclis'te tartışılarak kabul edildi.
Mart 1921
Marş için beste yarışması açıldı.
19 Mart 1921
Akif'in de içinde olduğu Anadolu'da bir İslam kongresi için hazırlık kurulu ilk toplantısını yaptı.
1 Nisan 1921
Besteci Ali Rıfat Bey, bestelediği İstiklal Marşı'nı Kadıköy Apollon Tiyatrosu'nda çaldı.
14 Nisan 1921
(15 Nisan'da Sebilürreşet'ta) Süleyman Nazif'e Hakimiyeti Milliye'de yayımlandı.
30 Nisan 1921
Akif'in Afgan elçiliği ziyareti Sebilürreşat'ta neşredildi.
7 Mayıs 1921
"Bülbül" Sebilülreşat'ta yayımlandı.
9 Mayıs 1921
Sebilülreşat-Hükümet ilişkileri Meclis'te tartışıldı.
10 Mayıs 1921
Akif'in de üye olarak gösterildiği Birinci Grup Mustafa Kemal tarafından kuruldu.
23 Ağustos 1921
Sakarya Savaşı başladı ve 13 Eylül'de kazanıldı.
12 Eylül 1921
Akif'in Afgan Elçiliği'ni ziyareti Açıksöz'de yayımlandı.
24 Eylül 1921
(Ali Şükür'ün konuşması) Kayseri'ye taşınan Sebilülreşat'ın buradaki ilk ve tek sayısı ile birlikte yayımlandı.
1 Kasım 1921
İstiklal Marşı'ını bestelenmesi konusu Meclis'te tartışıldı. Genel kurul beste seçiminin İstanbul'da yapılması isteğini reddetti.
19 Kasım 1921
Ali Rıfat Bey'in bestesi Yarın gazetesinde yayımlandı.
10 Aralık 1921
2,5 aylık bir aradan sonra Sebilürreşat yeniden Ankara'da yayımlandı.
31 Aralık 1921
Akif ve arkadaşlarının İstanbul'daki ahlaksızlıkların kınanmasıyla ilgili önergesi tartışılarak kabul edildi.
3 Nisan 1922
(Akif 49 yaşında) "Leyla" Hakimiyeti Milliye'de yayımlandı.
26 Temmuz 1922
Akif, İstiklal Mahkemeleri aleyhine oy kullandı.
29 Temmuz 1922
Üç milletvekiliyle birlikte Akif'in, askerlerin bayramını kutlamak üzere cepheye gittiği açıklandı.
26 Ağustos 1922
Türk ordusu Büyük Taarruz'a başladı
Şeyhülislamlık fetvası yayımlandı. Akif (47 yaşında). İstanbul'dan gizlice Anadolu'ya geçti.
23 Nisan 1920
Büyük Millet Meclisi açıldı.
28 Nisan 1920
Hakimiyeti Milliye Mehmet Akif'in Ankara'ya geldiğini yazdı.
3 Mayıs 1920
Dar-ül Hikmet-ül İslamiye'deki görevine son verildi.
6 Mayıs 1920
Sebilürreşat'ın İstanbul'da son sayısı yayımlandı.
3 Haziran 1920
Biga'da adaylar arasında en yüksek oyu alarak mebus seçildi.
5 Haziran 1920
Burdur Mebusluğu Meclis'te onaylandı.
Haziran 1920 İsyancıları bastırmak üzere Konya'ya gönderildi. Daha sonra Burdur ve Antalya'ya gitti.
15 Temmuz 1920
Mehmet Akif, Meclis'te ant içti. Eşref Edip, Kastamonu'ya geldi.
17 Temmuz 1920
Burdur Mebusluğu'nu tercih ettiğini Meclis Başkanlığı'na bildirdi. (18 Temmuz'da görüşülüp onaylandı.)
4 Ekim 1920
Basın ve Haber alma Genel Müdürlüğü, Meclis Başkanlığı'ndan Akif'in irşat için Kastamonu'ya gönderilmei iznini istedi.
19 Ekim 1920
Kastamonu'ya geldi.
25 Ekim 1920
Batı Cephesi Komutanlığı'nın isteğiyle, Maarif Vekaleti'nin İstiklal Marşı yarışması açtığı haberi Hakimiyeti Milliye'de yayımlandı.
5 Kasım 1920
Açıksöz'de ilk manzumesi yayımlandı: Kır Ağası'nın Rüyası.
5 Kasım 1920
Kastamonu Nasrullah Camii'nde Sevr Anlaşması'nı anlatarak halkı birliğe ve milli mücadeleye çağırdı. Avrupa'ya karşı Moskova yönetimiyle iyi ilişkiler geliştirilmesini savundu.
28 Kasım 1920
Sebilürreşat'ın Anadolu'daki ilk sayısı Kastamonu'da, Akif'in Nasrullah Camii Kanuşmasıy'la yayımlandı.
3 Aralık 1920
Kastamonu ilçelerinde yaptığı konuşmalar neşredilmeye başladı.
24 Aralık 1920
Akif ve Eşref Edip Kastamonu'dan Ankara'ya gitti.
3 Şubat 1921
Sebilürreşat'ın Ankara'da ilk sayısı yayınlandı.
5 Şubat 1921
Maarif Vekili Namdullah Suphi Tanrısever bir mektupla Mehmet Akif'e başvurarak İstiklal Marşı Yarışması'na katılmasını istedi.
8 Şubat 1921
Meclis Kürsüsü'nde tek konuşmasını yaptı. Tevfik Paşa Hükümeti'ne yumuşak bir cevap yazılmasını önerdi. Mustafa Kemal buna karşı çıktı.
10 Şubat 1921
Elcezire Cephesi Komutanı Nihat Paşa, Akif'e bir mektup yazarak Nasrullah Camii Konuşması'nı övdü. Onun Diyarbakır'da kitapçık halinde basıldığını haber verdi.
17 Şubat 1921
İstiklal Marşı Hakimiyeti Milliye ve Sebilürreşat'ta yayımlandı. (Açıksöz'de 21 Şubat tekrar Hakimiyeti Milliye; 14 Mart, Gaye-i Milliye; 26 Mart; Yeni Giresun (?), Öğüt: 29 Şubat!)
26 Şubat 1921
İstiklal Marşı konusu Meclis'e getirildi. Seçimin Meclis genel kurulunda yapılması kararlaştırıldı.
1 Mart 1921
İstiklala Marşı Meclis'in ikinci çalışma yılının açılışında okundu, alkışlarla karşılandı.
12 Mart 1921
(Akif 48 yaşında) İstiklal Marşı Meclis'te tartışılarak kabul edildi.
Mart 1921
Marş için beste yarışması açıldı.
19 Mart 1921
Akif'in de içinde olduğu Anadolu'da bir İslam kongresi için hazırlık kurulu ilk toplantısını yaptı.
1 Nisan 1921
Besteci Ali Rıfat Bey, bestelediği İstiklal Marşı'nı Kadıköy Apollon Tiyatrosu'nda çaldı.
14 Nisan 1921
(15 Nisan'da Sebilürreşet'ta) Süleyman Nazif'e Hakimiyeti Milliye'de yayımlandı.
30 Nisan 1921
Akif'in Afgan elçiliği ziyareti Sebilürreşat'ta neşredildi.
7 Mayıs 1921
"Bülbül" Sebilülreşat'ta yayımlandı.
9 Mayıs 1921
Sebilülreşat-Hükümet ilişkileri Meclis'te tartışıldı.
10 Mayıs 1921
Akif'in de üye olarak gösterildiği Birinci Grup Mustafa Kemal tarafından kuruldu.
23 Ağustos 1921
Sakarya Savaşı başladı ve 13 Eylül'de kazanıldı.
12 Eylül 1921
Akif'in Afgan Elçiliği'ni ziyareti Açıksöz'de yayımlandı.
24 Eylül 1921
(Ali Şükür'ün konuşması) Kayseri'ye taşınan Sebilülreşat'ın buradaki ilk ve tek sayısı ile birlikte yayımlandı.
1 Kasım 1921
İstiklal Marşı'ını bestelenmesi konusu Meclis'te tartışıldı. Genel kurul beste seçiminin İstanbul'da yapılması isteğini reddetti.
19 Kasım 1921
Ali Rıfat Bey'in bestesi Yarın gazetesinde yayımlandı.
10 Aralık 1921
2,5 aylık bir aradan sonra Sebilürreşat yeniden Ankara'da yayımlandı.
31 Aralık 1921
Akif ve arkadaşlarının İstanbul'daki ahlaksızlıkların kınanmasıyla ilgili önergesi tartışılarak kabul edildi.
3 Nisan 1922
(Akif 49 yaşında) "Leyla" Hakimiyeti Milliye'de yayımlandı.
26 Temmuz 1922
Akif, İstiklal Mahkemeleri aleyhine oy kullandı.
29 Temmuz 1922
Üç milletvekiliyle birlikte Akif'in, askerlerin bayramını kutlamak üzere cepheye gittiği açıklandı.
26 Ağustos 1922
Türk ordusu Büyük Taarruz'a başladı
hLL^^m- Normal Üye
- Ruh Hali :
Mesaj Sayısı : 402
Yaş : 29
Nerden : Önemsiiz.
Teşekkür : 2
Rep Puanı : 60680
Kayıt tarihi : 22/05/08
Geri: İSTİKLAL MARŞIMIZ VE KABULU
9 Eylül1922
Türk ordusu İzmir'e girdi. Meclis'te Sebilürreşat'a yardım konusu tartışıldı. Basına hükümet yardımı kesildi.
1 Kasım 1922
Padişahlık kaldırıldı.
16 Aralık 1922
Akif, Eğitim Komisyonu Başkanlığı'ndan istifa etti.
19 Ocak 1923
2 ay ve 7 günlük bir aradan sonra Sebilülreşat yeniden yayımlandı.
29 Ocak 1923
Yunus Nadi'nin Cumhuriyet'te Yeni bir Savaş Devri başlıklı yazısı mecliste tartışıldı. Akif ve arkadaşlarının yazıya itirazları kabul edilmedi.
1 Nisan 1923
Meclis, seçimlerin yenilenmesi kararını aldı.
12 Nisan 1923
Sebilürreşat'ın Ankara'da son sayısı çıktı. Mayıs 1923 Mehmet Akif 50 yaşında, İstanbul'a döndü.
16 Mayıs 1923
Sebülürreşat, taşınmasından 3 yıl sonra yeniden İstanbul'da yayımlanmaya başladı.
Ekim 1923
Abbas Halim Paşa'nın çağrısına uyan Mehmet Akif kışı geçirmek üzere Mısır'a gitti. (1924 baharında dönecek, kışın yeniden gidecek,1925 baharında tekrar gelecek ve sonbaharında yeniden gidecektir.)
29 Ekim 1923
Cumhuriyet ilan edildi.
3 Mart 1923
Halifelik kaldırıldı. "Eğitimin Birleştirilmesi Yasası" çıktı. Şer'iye ve Evkaf Vekaletleri kaldırıldı.
5 Mart 1925
Sebilürreşat'ın son sayısı yayımlandı.
6 Mart 1925
Hükümet, diğer bazı yayım organlarıyla birlikte Sebilürreşat'ı kapattı.
Mayıs 1925
Sebilürreşat'ın sahibi ve müdürü Eşref Edip Fergon, İstiklal Mahkemesi'nde yargılanmak üzere tutuklandı.
1925
Mehmet Akif (52 yaşında) Mısır'a gitti.
2 Eylül 1925
Bakanlar Kurulu türbe ve zaviyelerin kapatılmasını (Kanun: 30 Kasım), memurların şapka giymesini (Kanun: 25 Kasım) kararlaştırdı.
17 Şubat 1926
İsviçre Medeni Kanunu uyarlanarak kabul edildi.
1926
Annesi 90 yaşında İstanbul'da öldü. 53 yaşındaki Akif, Mısır Darülfünunu Edebiyat Şubesi, Edebiyet-ı Türkiye müderrisliğine atandı. (1936'ya kadar)
10 Nisan 1928
Anayasa'dan devletin dini, din-i İslamdır ve din hükümlerinin meclis tarafından yerine getirileceği ibareleri çıkarıldı.
1928
Akif'in damadı Ömer Rıza Doğrul, Safahat'ın mevcudu tükenmiş ciltlerini yeniden bastırdı. Kabil Elçiliği'ne giden Hikmet Bayur, Mısır'da Akif'ten Kur'an çevirisini istediyse de alamadı.
1 Aralık 1928
Yeni harfler kullanılmaya başlandı.
1 Ocak 1929
Eski yazıyı kullanma yasağı başladı.
1 Eylül 1929
Okullarda Arapça ve Farsça dersleri kaldırıldı.
22 Ocak 1932
Türkçe Kur'an ilk kez Yerebatan Camii'nde okundu.
1932
Mısır'a giden Eşref Edip Akif'in Kur'an çevirisini vermeye ikna edemedi.
7 Şubat 1933
İstanbul'da bütün camilerde ezan ve kamet Türkçe okunmaya başlandı.
1933
Akif (60 yaşında), Mısır'da Safahat'ın yedinci kitabı Gölgeler'i bastırdı.
1935
Mısır'da hastalanan Akif (62 yaşında), tedavi olmak için Lübnan'a gitti. Oradan Antakya'ya geçti.
19 Haziran 1936
63 yaşına Akif hasta olarak İstanbul'a geldi.
27 Aralık 1936
Mehmet Akif, İstanbul'da siroz hastalığından öldü.
Türk ordusu İzmir'e girdi. Meclis'te Sebilürreşat'a yardım konusu tartışıldı. Basına hükümet yardımı kesildi.
1 Kasım 1922
Padişahlık kaldırıldı.
16 Aralık 1922
Akif, Eğitim Komisyonu Başkanlığı'ndan istifa etti.
19 Ocak 1923
2 ay ve 7 günlük bir aradan sonra Sebilülreşat yeniden yayımlandı.
29 Ocak 1923
Yunus Nadi'nin Cumhuriyet'te Yeni bir Savaş Devri başlıklı yazısı mecliste tartışıldı. Akif ve arkadaşlarının yazıya itirazları kabul edilmedi.
1 Nisan 1923
Meclis, seçimlerin yenilenmesi kararını aldı.
12 Nisan 1923
Sebilürreşat'ın Ankara'da son sayısı çıktı. Mayıs 1923 Mehmet Akif 50 yaşında, İstanbul'a döndü.
16 Mayıs 1923
Sebülürreşat, taşınmasından 3 yıl sonra yeniden İstanbul'da yayımlanmaya başladı.
Ekim 1923
Abbas Halim Paşa'nın çağrısına uyan Mehmet Akif kışı geçirmek üzere Mısır'a gitti. (1924 baharında dönecek, kışın yeniden gidecek,1925 baharında tekrar gelecek ve sonbaharında yeniden gidecektir.)
29 Ekim 1923
Cumhuriyet ilan edildi.
3 Mart 1923
Halifelik kaldırıldı. "Eğitimin Birleştirilmesi Yasası" çıktı. Şer'iye ve Evkaf Vekaletleri kaldırıldı.
5 Mart 1925
Sebilürreşat'ın son sayısı yayımlandı.
6 Mart 1925
Hükümet, diğer bazı yayım organlarıyla birlikte Sebilürreşat'ı kapattı.
Mayıs 1925
Sebilürreşat'ın sahibi ve müdürü Eşref Edip Fergon, İstiklal Mahkemesi'nde yargılanmak üzere tutuklandı.
1925
Mehmet Akif (52 yaşında) Mısır'a gitti.
2 Eylül 1925
Bakanlar Kurulu türbe ve zaviyelerin kapatılmasını (Kanun: 30 Kasım), memurların şapka giymesini (Kanun: 25 Kasım) kararlaştırdı.
17 Şubat 1926
İsviçre Medeni Kanunu uyarlanarak kabul edildi.
1926
Annesi 90 yaşında İstanbul'da öldü. 53 yaşındaki Akif, Mısır Darülfünunu Edebiyat Şubesi, Edebiyet-ı Türkiye müderrisliğine atandı. (1936'ya kadar)
10 Nisan 1928
Anayasa'dan devletin dini, din-i İslamdır ve din hükümlerinin meclis tarafından yerine getirileceği ibareleri çıkarıldı.
1928
Akif'in damadı Ömer Rıza Doğrul, Safahat'ın mevcudu tükenmiş ciltlerini yeniden bastırdı. Kabil Elçiliği'ne giden Hikmet Bayur, Mısır'da Akif'ten Kur'an çevirisini istediyse de alamadı.
1 Aralık 1928
Yeni harfler kullanılmaya başlandı.
1 Ocak 1929
Eski yazıyı kullanma yasağı başladı.
1 Eylül 1929
Okullarda Arapça ve Farsça dersleri kaldırıldı.
22 Ocak 1932
Türkçe Kur'an ilk kez Yerebatan Camii'nde okundu.
1932
Mısır'a giden Eşref Edip Akif'in Kur'an çevirisini vermeye ikna edemedi.
7 Şubat 1933
İstanbul'da bütün camilerde ezan ve kamet Türkçe okunmaya başlandı.
1933
Akif (60 yaşında), Mısır'da Safahat'ın yedinci kitabı Gölgeler'i bastırdı.
1935
Mısır'da hastalanan Akif (62 yaşında), tedavi olmak için Lübnan'a gitti. Oradan Antakya'ya geçti.
19 Haziran 1936
63 yaşına Akif hasta olarak İstanbul'a geldi.
27 Aralık 1936
Mehmet Akif, İstanbul'da siroz hastalığından öldü.
hLL^^m- Normal Üye
- Ruh Hali :
Mesaj Sayısı : 402
Yaş : 29
Nerden : Önemsiiz.
Teşekkür : 2
Rep Puanı : 60680
Kayıt tarihi : 22/05/08
Geri: İSTİKLAL MARŞIMIZ VE KABULU
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal;
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal!
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hak'ka tapan milletimin istiklal!
NE MUTLU TÜRKİM DİYENE.....
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal!
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hak'ka tapan milletimin istiklal!
NE MUTLU TÜRKİM DİYENE.....
hLL^^m- Normal Üye
- Ruh Hali :
Mesaj Sayısı : 402
Yaş : 29
Nerden : Önemsiiz.
Teşekkür : 2
Rep Puanı : 60680
Kayıt tarihi : 22/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz