Join the forum, it's quick and easy

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

T.c Anayasasi

2 posters

Aşağa gitmek

T.c Anayasasi Empty T.c Anayasasi

Mesaj tarafından Mahra-i Beka Paz Ara. 02, 2007 9:32 pm

BİRİNCİ KISIM

Genel Esaslar

I. Devletin şekli

MADDE 1. – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

II. Cumhuriyetin nitelikleri

MADDE 2. – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve
adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, ******
milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,
demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti

MADDE 3. – Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.

Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.

Başkenti Ankara’dır.

IV. Değiştirilemeyecek hükümler

MADDE 4. – Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet
olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin
nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve
değiştirilmesi teklif edilemez.



V. Devletin temel amaç ve görevleri

MADDE 5. – Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin
bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve
demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu
sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve
adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik
ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının
gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

VI. Egemenlik

MADDE 6. – Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.

Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.

Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya
sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan
almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.

VII. Yasama yetkisi

MADDE 7. – Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.

VIII. Yürütme yetkisi ve görevi

MADDE 8. – Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu
tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine
getirilir.

IX. Yargı yetkisi

MADDE 9. – Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.

X. Kanun önünde eşitlik

MADDE 10. – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî
inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun
önünde eşittir.

(Ek: 7.5.2004-5170/1 md.)Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir.
Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.

Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

XI. Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü

MADDE 11. – Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını,
idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk
kurallarıdır.

Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.


En son tarafından Paz Ara. 02, 2007 9:42 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Mahra-i Beka
Mahra-i Beka
Admin
Admin

Ruh Hali : 9
Erkek Mesaj Sayısı : 1276
Yaş : 33
Nerden : SoNokta Kampından
Teşekkür : 9
Rep Puanı : 63144

Kayıt tarihi : 01/11/07

https://sonokta.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

T.c Anayasasi Empty Geri: T.c Anayasasi

Mesaj tarafından Mahra-i Beka Paz Ara. 02, 2007 9:33 pm

[size=12]İKİNCİ KISIM

Temel Haklar ve Ödevler

BİRİNCİ BÖLÜM

Genel Hükümler

I. Temel hak ve hürriyetlerin niteliği

MADDE 12. – Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.

Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.

II. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması

MADDE 13. – (Değişik: 3.10.2001-4709/2 md.) Temel hak ve hürriyetler,
özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde
belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu
sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin
ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

III. Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması

MADDE 14. – (Değişik: 3.10.2001-4709/3 md.) Anayasada yer alan hak ve
hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik
Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde
kullanılamaz.

Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla
tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada
belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir
faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.

Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir.





IV. Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması

MADDE 15. – Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde,
milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla,
durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması
kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen
güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.

(Değişik: 7.5.2004-5170/2 md.)Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da,
savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında,
kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne
dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya
zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe
yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse
suçlu sayılamaz.

V. Yabancıların durumu

MADDE 16. – Temel hak ve hürriyetler, yabancılar için, milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabilir.

İKİNCİ BÖLÜM

Kişinin Hakları ve Ödevleri

I. Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı

MADDE 17. – Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.

Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut
bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere
tâbi tutulamaz.

Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.

(Değişik: 7.5.2004-5170/3 md.)Meşrû müdafaa hali, yakalama ve tutuklama
kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının
önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması, sıkıyönetim veya
olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması
sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda
meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır.

II. Zorla çalıştırma yasağı

MADDE 18. – Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.

Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk
süreleri içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde vatandaşlardan
istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda
öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları,
zorla çalıştırma sayılmaz.

III. Kişi hürriyeti ve güvenliği

MADDE 19. – Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.

Şekil ve şartları kanunda gösterilen :

Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik
tedbirlerinin yerine getirilmesi; bir mahkeme kararının veya kanunda
öngörülen bir yükümlülüğün gereği olarak ilgilinin yakalanması veya
tutuklanması; bir küçüğün gözetim altında ıslahı veya yetkili merci
önüne çıkarılması için verilen bir kararın yerine getirilmesi; toplum
için tehlike teşkil eden bir akıl hastası, uyuşturucu madde veya alkol
tutkunu, bir serseri veya hastalık yayabilecek bir kişinin bir
müessesede tedavi, eğitim veya ıslahı için kanunda belirtilen esaslara
uygun olarak alınan tedbirin yerine getirilmesi; usulüne aykırı şekilde
ülkeye girmek isteyen veya giren, ya da hakkında sınır dışı etme yahut
geri verme kararı verilen bir kişinin yakalanması veya tutuklanması;
halleri dışında kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz.

Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını,
delillerin yokedilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya
bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer
hallerde hâkim kararıyla tutuklanabilir. Hâkim kararı olmadan yakalama,
ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde
yapılabilir; bunun şartlarını kanun gösterir.

Yakalanan veya tutuklanan kişilere, yakalama veya tutuklama sebepleri
ve haklarındaki iddialar herhalde yazılı ve bunun hemen mümkün olmaması
halinde sözlü olarak derhal, toplu suçlarda en geç hâkim huzuruna
çıkarılıncaya kadar bildirilir.

(Değişik: 3.10.2001-4709/4 md.) Yakalanan veya tutuklanan kişi, tutulma
yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç
kırksekiz saat ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok dört gün içinde
hâkim önüne çıkarılır. Kimse, bu süreler geçtikten sonra hâkim kararı
olmaksızın hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Bu süreler olağanüstü hal,
sıkıyönetim ve savaş hallerinde uzatılabilir.

(Değişik: 3.10.2001-4709/4 md.) Kişinin yakalandığı veya tutuklandığı, yakınlarına derhal bildirilir.

Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya
kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest
bırakılma ilgilinin yargılama süresince duruşmada hazır bulunmasını
veya hükmün yerine getirilmesini sağlamak için bir güvenceye
bağlanabilir.

Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede
durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı
halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı
merciine başvurma hakkına sahiptir.

(Değişik: 3.10.2001-4709/4 md.) Bu esaslar dışında bir işleme tâbi
tutulan kişilerin uğradıkları zarar, tazminat hukukunun genel
prensiplerine göre, Devletçe ödenir.

IV. Özel hayatın gizliliği ve korunması

A. Özel hayatın gizliliği

MADDE 20. – Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini
isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine
dokunulamaz. (Mülga cümle: 3.10.2001-4709/5 md.)

(Değişik: 3.10.2001-4709/5 md.) Millî güvenlik, kamu düzeni, suç
işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya
başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya
birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça;
yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de
kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin
üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz.
Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına
sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde
açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.

B. Konut dokunulmazlığı

MADDE 21. – (Değişik: 3.10.2001-4709/6 md.) Kimsenin konutuna
dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi,
genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve
özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı
olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere
bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili
kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez,
arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararı
yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını
el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el
koyma kendiliğinden kalkar.

C. Haberleşme hürriyeti

MADDE 22. – (Değişik: 3.10.2001-4709/7 md.) Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır.

Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık
ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin
korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre
verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış
merciin yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve
gizliliğine dokunulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde
görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde
açıklar; aksi halde, karar kendiliğinden kalkar.

İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir.

V. Yerleşme ve seyahat hürriyeti

MADDE 23. – Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.

Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik
gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve
kamu mallarını korumak;

Seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek;

Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir.

(Değişik: 3.10.2001-4709/8 md.) Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti,
vatandaşlık ödevi ya da ceza soruşturması veya kovuşturması sebebiyle
sınırlanabilir.

Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.

VI. Din ve vicdan hürriyeti

MADDE 24. – Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.


Mahra-i Beka
Mahra-i Beka
Admin
Admin

Ruh Hali : 9
Erkek Mesaj Sayısı : 1276
Yaş : 33
Nerden : SoNokta Kampından
Teşekkür : 9
Rep Puanı : 63144

Kayıt tarihi : 01/11/07

https://sonokta.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

T.c Anayasasi Empty Geri: T.c Anayasasi

Mesaj tarafından Mahra-i Beka Paz Ara. 02, 2007 9:35 pm

14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dinî âyin ve törenler serbesttir.

Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve
kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı
kınanamaz ve suçlanamaz.

Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında
yapılır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve orta-öğretim kurumlarında
okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim
ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî
temsilcisinin talebine bağlıdır.

Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini
kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel
çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini
veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez
ve kötüye kullanamaz.

VII. Düşünce ve kanaat hürriyeti

MADDE 25. – Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.

Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini
açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve
suçlanamaz.

VIII. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti

MADDE 26. – Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka
yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına
sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya
fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü,
radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin
sistemine bağlanmasına engel değildir.

(Değişik: 3.10.2001-4709/9 md.) Bu hürriyetlerin kullanılması, millî
güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri
ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması,
suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak
usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya
haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek
sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak
yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.

(Üçüncü fıkra mülga: 3.10.2001-4709/9 md.)

Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin
düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla,
düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.

(Ek: 3.10.2001-4709/9 md.) Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin
kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.

IX. Bilim ve sanat hürriyeti

MADDE 27. – Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme,
açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.

Yayma hakkı, Anayasanın 1 inci, 2 nci ve 3 üncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamaz.

Bu madde hükmü yabancı yayınların ülkeye girmesi ve dağıtımının kanunla düzenlenmesine engel değildir.

X. Basın ve yayımla ilgili hükümler

A. Basın hürriyeti

MADDE 28. – Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve malî teminat yatırma şartına bağlanamaz.

(İkinci fıkra mülga: 3.10.2001-4709/10 md.)

Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.

Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın 26 ve 27 nci maddeleri hükümleri uygulanır.

Devletin iç ve dış güvenliğini, ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüğünü tehdit eden veya suç işlemeye ya da ayaklanma veya isyana
teşvik eder nitelikte olan veya Devlete ait gizli bilgilere ilişkin
bulunan her türlü haber veya yazıyı, yazanlar veya bastıranlar veya
aynı amaçla, basanlar, başkasına verenler, bu suçlara ait kanun
hükümleri uyarınca sorumlu olurlar. Tedbir yolu ile dağıtım hâkim
kararıyla; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça
yetkili kıldığı merciin emriyle önlenebilir. Dağıtımı önleyen yetkili
merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime
bildirir. Yetkili hâkim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde
onaylamazsa, dağıtımı önleme kararı hükümsüz sayılır.

Yargılama görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için,
kanunla belirtilecek sınırlar içinde, hâkim tarafından verilen kararlar
saklı kalmak üzere, olaylar hakkında yayım yasağı konamaz.

Süreli veya süresiz yayınlar, kanunun gösterdiği suçların soruşturma
veya kovuşturmasına geçilmiş olması hallerinde hâkim kararıyla;
Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, millî güvenliğin,
kamu düzeninin, genel ahlâkın korunması ve suçların önlenmesi
bakımından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça
yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir. Toplatma kararı veren
yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime
bildirir; hâkim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa,
toplatma kararı hükümsüz sayılır.

Süreli veya süresiz yayınların suç soruşturma veya kovuşturması sebebiyle zapt ve müsaderesinde genel hükümler uygulanır.

Türkiye’de yayımlanan süreli yayınlar, Devletin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğüne, Cumhuriyetin temel ilkelerine, millî güvenliğe ve
genel ahlâka aykırı yayımlardan mahkûm olma halinde, mahkeme kararıyla
geçici olarak kapatılabilir. Kapatılan süreli yayının açıkça devamı
niteliğini taşıyan her türlü yayın yasaktır; bunlar hâkim kararıyla
toplatılır.

B. Süreli ve süresiz yayın hakkı

MADDE 29. – Süreli veya süresiz yayın önceden izin alma ve malî teminat yatırma şartına bağlanamaz.

Süreli yayın çıkarabilmek için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin,
kanunda belirtilen yetkili mercie verilmesi yeterlidir. Bu bilgi ve
belgelerin kanuna aykırılığının tespiti halinde yetkili merci, yayının
durdurulması için mahkemeye başvurur.

Süreli yayınların çıkarılması, yayım şartları, malî kaynakları ve
gazetecilik mesleği ile ilgili esaslar kanunla düzenlenir. Kanun,
haber, düşünce ve kanaatlerin serbestçe yayımlanmasını engelleyici veya
zorlaştırıcı siyasal, ekonomik, malî ve teknik şartlar koyamaz.

Süreli yayınlar, Devletin ve diğer kamu tüzelkişilerinin veya bunlara
bağlı kurumların araç ve imkânlarından eşitlik esasına göre yararlanır.


C. Basın araçlarının korunması

MADDE 30. – (Değişik: 7.5.2004-5170/4 md.)Kanuna uygun şekilde basın
işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları,
suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya
işletilmekten alıkonulamaz.

D. Kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından yararlanma hakkı

MADDE 31. – Kişiler ve siyasî partiler, kamu tüzelkişilerinin elindeki
basın dışı kitle haberleşme ve yayım araçlarından yararlanma hakkına
sahiptir. Bu yararlanmanın şartları ve usulleri kanunla düzenlenir.

(Değişik: 3.10.2001-4709/11 md.) Kanun, millî güvenlik, kamu düzeni,
genel ahlâk ve sağlığın korunması sebepleri dışında, halkın bu
araçlarla haber almasını, düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve
kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar koyamaz.

E. Düzeltme ve cevap hakkı

MADDE 32. – Düzeltme ve cevap hakkı, ancak kişilerin haysiyet ve
şereflerine dokunulması veya kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı
yayınlar yapılması hallerinde tanınır ve kanunla düzenlenir.

Düzeltme ve cevap yayımlanmazsa, yayımlanmasının gerekip gerekmediğine
hâkim tarafından ilgilinin müracaat tarihinden itibaren en geç yedi gün
içerisinde karar verilir.

XI. Toplantı hak ve hürriyetleri

A. Dernek kurma hürriyeti

MADDE 33. – (Değişik: 23.7.1995-4121/2 md.; 3.10.2001-4709/12 md.)
Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da
üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir.

Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz.

Dernek kurma hürriyeti ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç
işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının
hürriyetlerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.

Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.

Dernekler, kanunun öngördüğü hallerde hâkim kararıyla kapatılabilir
veya faaliyetten alıkonulabilir. Ancak, millî güvenliğin, kamu
düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut
yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, kanunla bir
merci, derneği faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin
kararı, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim,
kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar
kendiliğinden yürürlükten kalkar.

Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri
mensuplarına ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde Devlet memurlarına
kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir.

Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır.

B. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı

MADDE 34. – (Değişik: 3.10.2001-4709/13 md.) Herkes, önceden izin
almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme
hakkına sahiptir.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni,
suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya
başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla
sınırlanabilir.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.

XII. Mülkiyet hakkı

MADDE 35. – Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.

Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.

Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.

XIII. Hakların korunması ile ilgili hükümler

A. Hak arama hürriyeti

MADDE 36. – (Değişik: 3.10.2001-4709/14 md.) Herkes, meşrû vasıta ve
yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya
davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.

Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.

B. Kanunî hâkim güvencesi

MADDE 37. – Hiç kimse kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.

Bir kimseyi kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne
çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler
kurulamaz.

C. Suç ve cezalara ilişkin esaslar

MADDE 38. – Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç
saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği
zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza
verilemez.

Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.

Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.

Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.

Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir
beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.

(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.

Ceza sorumluluğu şahsîdir.

(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir
yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.

(Mülga: 7.5.2004-5170/5 md.)

(Değişik: 7.5.2004-5170/5 md.)Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.

İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide
uygulayamaz. Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla
istisnalar getirilebilir.

(Değişik: 7.5.2004-5170/5 md.)Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın
gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş, suç sebebiyle
yabancı bir ülkeye verilemez.

XIV. İspat hakkı

MADDE 39. – Kamu görev ve hizmetinde bulunanlara karşı, bu görev ve
hizmetin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılan isnatlardan dolayı
açılan hakaret davalarında, sanık, isnadın doğruluğunu ispat hakkına
sahiptir. Bunun dışındaki hallerde ispat isteminin kabulü, ancak isnat
olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı
bulunmasına veya şikâyetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.

XV. Temel hak ve hürriyetlerin korunması

MADDE 40. – Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen
herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını
isteme hakkına sahiptir.

(Ek: 3.10.2001-4709/16 md.) Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin
hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek
zorundadır.

Kişinin, resmî görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu
uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin
sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.



ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler

I. Ailenin korunması

MADDE 41. – (Değişik: 3.10.2001-4709/17 md.) Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.

Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların
korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak
için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.

II. Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi

MADDE 42. – Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.

Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.

Eğitim ve öğretim, ****** ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda,
çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi
altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.


Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.

İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.

Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet
okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla
düzenlenir.

Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini
sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları
yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları
topluma yararlı kılacak tedbirleri alır.

Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve
inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne
suretle olursa olsun engellenemez.

Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk
vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve
öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim
ve öğretim yapan okulların tâbi olacağı esaslar kanunla düzenlenir.
Milletlerarası andlaşma hükümleri saklıdır.

III. Kamu yararı

A. Kıyılardan yararlanma

MADDE 43. – Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.

Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını
çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı
gözetilir.

Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve
kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları kanunla düzenlenir.



Mahra-i Beka
Mahra-i Beka
Admin
Admin

Ruh Hali : 9
Erkek Mesaj Sayısı : 1276
Yaş : 33
Nerden : SoNokta Kampından
Teşekkür : 9
Rep Puanı : 63144

Kayıt tarihi : 01/11/07

https://sonokta.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

T.c Anayasasi Empty Geri: T.c Anayasasi

Mesaj tarafından Mahra-i Beka Paz Ara. 02, 2007 9:36 pm


B. Toprak mülkiyeti

MADDE 44. – Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve
geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya
yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraşan köylüye toprak sağlamak
amacıyla gerekli tedbirleri alır. Kanun, bu amaçla, değişik tarım
bölgeleri ve çeşitlerine göre toprağın genişliğini tespit edebilir.
Topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçiye toprak
sağlanması, üretimin düşürülmesi, ormanların küçülmesi ve diğer toprak
ve yeraltı servetlerinin azalması sonucunu doğuramaz.

Bu amaçla dağıtılan topraklar bölünemez, miras hükümleri dışında
başkalarına devredilemez ve ancak dağıtılan çiftçilerle mirasçıları
tarafından işletilebilir. Bu şartların kaybı halinde, dağıtılan
toprağın Devletçe geri alınmasına ilişkin esaslar kanunla düzenlenir.

C. Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması

MADDE 45. – Devlet, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı
kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal üretim planlaması
ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak
maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve
gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır.

Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek
değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır.

D. Kamulaştırma

MADDE 46. – (Değişik: 3.10.2001-4709/18 md.) Devlet ve kamu
tüzelkişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek
karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz
malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere
göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya
yetkilidir.

Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve
peşin olarak ödenir. Ancak, tarım reformunun uygulanması, büyük enerji
ve sulama projeleri ile iskân projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni
ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla
kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla
gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde,
taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu takdirde taksitler eşit
olarak ödenir.

Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanlarının bedeli, her halde peşin ödenir.

İkinci fıkrada öngörülen taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple
ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en
yüksek faiz uygulanır.

E. Devletleştirme ve özelleştirme

MADDE 47. – Kamu hizmeti niteliği taşıyan özel teşebbüsler, kamu yararının zorunlu kıldığı hallerde devletleştirilebilir.

Devletleştirme gerçek karşılığı üzerinden yapılır. Gerçek karşılığın hesaplanma tarzı ve usulleri kanunla düzenlenir.

(Ek: 13.8.1999-4446/1 md.) Devletin, kamu iktisadî teşebbüslerinin ve
diğer kamu tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan işletme ve varlıkların
özelleştirilmesine ilişkin esas ve usuller kanunla gösterilir.

(Ek: 13.8.1999-4446/1 md.) Devlet, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer
kamu tüzelkişileri tarafından yürütülen yatırım ve hizmetlerden
hangilerinin özel hukuk sözleşmeleri ile gerçek veya tüzelkişilere
yaptırılabileceği veya devredilebileceği kanunla belirlenir.

IV. Çalışma ve sözleşme hürriyeti

MADDE 48. – Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.

Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal
amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını
sağlayacak tedbirleri alır.

V. Çalışma ile ilgili hükümler

A. Çalışma hakkı ve ödevi

MADDE 49. – Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir.

(Değişik: 3.10.2001-4709/19 md.) Devlet, çalışanların hayat seviyesini
yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri
korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik
bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri
alır.

(Üçüncü fıkra mülga: 3.10.2001-4709/19 md.)

B. Çalışma şartları ve dinlenme hakkı

MADDE 50. – Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.

Küçükler ve kadınlar ile bedenî ve ruhî yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar.

Dinlenmek, çalışanların hakkıdır.

Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir.

C. Sendika kurma hakkı

MADDE 51. – (Değişik: 3.10.2001-4709/20 md.) Çalışanlar ve işverenler,
üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve
menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın
sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve
üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya
üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.

Sendika kurma hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç
işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının
hak ve özgürlüklerinin korunması sebepleriyle ve kanunla
sınırlanabilir.

Sendika kurma hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.

Aynı zamanda ve aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz.

İşçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin bu alandaki haklarının
kapsam, istisna ve sınırları gördükleri hizmetin niteliğine uygun
olarak kanunla düzenlenir.

Sendika ve üst kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri,
Cumhuriyetin temel niteliklerine ve demokrasi esaslarına aykırı olamaz.


14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dinî âyin ve törenler serbesttir.

Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve
kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı
kınanamaz ve suçlanamaz.

Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında
yapılır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve orta-öğretim kurumlarında
okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim
ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî
temsilcisinin talebine bağlıdır.

Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini
kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel
çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini
veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez
ve kötüye kullanamaz.

VII. Düşünce ve kanaat hürriyeti

MADDE 25. – Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.

Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini
açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve
suçlanamaz.

VIII. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti

MADDE 26. – Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka
yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına
sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya
fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü,
radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin
sistemine bağlanmasına engel değildir.

(Değişik: 3.10.2001-4709/9 md.) Bu hürriyetlerin kullanılması, millî
güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri
ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması,
suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak
usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya
haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek
sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak
yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.

(Üçüncü fıkra mülga: 3.10.2001-4709/9 md.)

Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin
düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla,
düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.

(Ek: 3.10.2001-4709/9 md.) Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin
kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.

IX. Bilim ve sanat hürriyeti

MADDE 27. – Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme,
açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.

Yayma hakkı, Anayasanın 1 inci, 2 nci ve 3 üncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamaz.

Bu madde hükmü yabancı yayınların ülkeye girmesi ve dağıtımının kanunla düzenlenmesine engel değildir.

X. Basın ve yayımla ilgili hükümler

A. Basın hürriyeti

MADDE 28. – Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve malî teminat yatırma şartına bağlanamaz.

(İkinci fıkra mülga: 3.10.2001-4709/10 md.)

Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.

Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın 26 ve 27 nci maddeleri hükümleri uygulanır.

Devletin iç ve dış güvenliğini, ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüğünü tehdit eden veya suç işlemeye ya da ayaklanma veya isyana
teşvik eder nitelikte olan veya Devlete ait gizli bilgilere ilişkin
bulunan her türlü haber veya yazıyı, yazanlar veya bastıranlar veya
aynı amaçla, basanlar, başkasına verenler, bu suçlara ait kanun
hükümleri uyarınca sorumlu olurlar. Tedbir yolu ile dağıtım hâkim
kararıyla; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça
yetkili kıldığı merciin emriyle önlenebilir. Dağıtımı önleyen yetkili
merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime
bildirir. Yetkili hâkim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde
onaylamazsa, dağıtımı önleme kararı hükümsüz sayılır.

Yargılama görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için,
kanunla belirtilecek sınırlar içinde, hâkim tarafından verilen kararlar
saklı kalmak üzere, olaylar hakkında yayım yasağı konamaz.

Süreli veya süresiz yayınlar, kanunun gösterdiği suçların soruşturma
veya kovuşturmasına geçilmiş olması hallerinde hâkim kararıyla;
Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, millî güvenliğin,
kamu düzeninin, genel ahlâkın korunması ve suçların önlenmesi
bakımından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça
yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir. Toplatma kararı veren
yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime
bildirir; hâkim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa,
toplatma kararı hükümsüz sayılır.


Mahra-i Beka
Mahra-i Beka
Admin
Admin

Ruh Hali : 9
Erkek Mesaj Sayısı : 1276
Yaş : 33
Nerden : SoNokta Kampından
Teşekkür : 9
Rep Puanı : 63144

Kayıt tarihi : 01/11/07

https://sonokta.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

T.c Anayasasi Empty Geri: T.c Anayasasi

Mesaj tarafından Mahra-i Beka Paz Ara. 02, 2007 9:37 pm

Süreli veya süresiz yayınların suç soruşturma veya kovuşturması sebebiyle zapt ve müsaderesinde genel hükümler uygulanır.

Türkiye’de yayımlanan süreli yayınlar, Devletin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğüne, Cumhuriyetin temel ilkelerine, millî güvenliğe ve
genel ahlâka aykırı yayımlardan mahkûm olma halinde, mahkeme kararıyla
geçici olarak kapatılabilir. Kapatılan süreli yayının açıkça devamı
niteliğini taşıyan her türlü yayın yasaktır; bunlar hâkim kararıyla
toplatılır.

B. Süreli ve süresiz yayın hakkı

MADDE 29. – Süreli veya süresiz yayın önceden izin alma ve malî teminat yatırma şartına bağlanamaz.

Süreli yayın çıkarabilmek için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin,
kanunda belirtilen yetkili mercie verilmesi yeterlidir. Bu bilgi ve
belgelerin kanuna aykırılığının tespiti halinde yetkili merci, yayının
durdurulması için mahkemeye başvurur.

Süreli yayınların çıkarılması, yayım şartları, malî kaynakları ve
gazetecilik mesleği ile ilgili esaslar kanunla düzenlenir. Kanun,
haber, düşünce ve kanaatlerin serbestçe yayımlanmasını engelleyici veya
zorlaştırıcı siyasal, ekonomik, malî ve teknik şartlar koyamaz.

Süreli yayınlar, Devletin ve diğer kamu tüzelkişilerinin veya bunlara
bağlı kurumların araç ve imkânlarından eşitlik esasına göre yararlanır.


C. Basın araçlarının korunması

MADDE 30. – (Değişik: 7.5.2004-5170/4 md.)Kanuna uygun şekilde basın
işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları,
suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya
işletilmekten alıkonulamaz.

D. Kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından yararlanma hakkı

MADDE 31. – Kişiler ve siyasî partiler, kamu tüzelkişilerinin elindeki
basın dışı kitle haberleşme ve yayım araçlarından yararlanma hakkına
sahiptir. Bu yararlanmanın şartları ve usulleri kanunla düzenlenir.

(Değişik: 3.10.2001-4709/11 md.) Kanun, millî güvenlik, kamu düzeni,
genel ahlâk ve sağlığın korunması sebepleri dışında, halkın bu
araçlarla haber almasını, düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve
kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar koyamaz.

E. Düzeltme ve cevap hakkı

MADDE 32. – Düzeltme ve cevap hakkı, ancak kişilerin haysiyet ve
şereflerine dokunulması veya kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı
yayınlar yapılması hallerinde tanınır ve kanunla düzenlenir.

Düzeltme ve cevap yayımlanmazsa, yayımlanmasının gerekip gerekmediğine
hâkim tarafından ilgilinin müracaat tarihinden itibaren en geç yedi gün
içerisinde karar verilir.

XI. Toplantı hak ve hürriyetleri

A. Dernek kurma hürriyeti

MADDE 33. – (Değişik: 23.7.1995-4121/2 md.; 3.10.2001-4709/12 md.)
Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da
üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir.

Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz.

Dernek kurma hürriyeti ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç
işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının
hürriyetlerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.

Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.

Dernekler, kanunun öngördüğü hallerde hâkim kararıyla kapatılabilir
veya faaliyetten alıkonulabilir. Ancak, millî güvenliğin, kamu
düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut
yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, kanunla bir
merci, derneği faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin
kararı, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim,
kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar
kendiliğinden yürürlükten kalkar.

Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri
mensuplarına ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde Devlet memurlarına
kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir.

Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır.

B. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı

MADDE 34. – (Değişik: 3.10.2001-4709/13 md.) Herkes, önceden izin
almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme
hakkına sahiptir.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni,
suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya
başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla
sınırlanabilir.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.

XII. Mülkiyet hakkı

MADDE 35. – Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.

Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.

Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.

XIII. Hakların korunması ile ilgili hükümler

A. Hak arama hürriyeti

MADDE 36. – (Değişik: 3.10.2001-4709/14 md.) Herkes, meşrû vasıta ve
yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya
davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.

Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.

B. Kanunî hâkim güvencesi

MADDE 37. – Hiç kimse kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.

Bir kimseyi kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne
çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler
kurulamaz.

C. Suç ve cezalara ilişkin esaslar

MADDE 38. – Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç
saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği
zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza
verilemez.

Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.

Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.

Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.

Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir
beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.

(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.

Ceza sorumluluğu şahsîdir.

(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir
yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.

(Mülga: 7.5.2004-5170/5 md.)

(Değişik: 7.5.2004-5170/5 md.)Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.

İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide
uygulayamaz. Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla
istisnalar getirilebilir.

(Değişik: 7.5.2004-5170/5 md.)Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın
gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş, suç sebebiyle
yabancı bir ülkeye verilemez.

XIV. İspat hakkı

MADDE 39. – Kamu görev ve hizmetinde bulunanlara karşı, bu görev ve
hizmetin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılan isnatlardan dolayı
açılan hakaret davalarında, sanık, isnadın doğruluğunu ispat hakkına
sahiptir. Bunun dışındaki hallerde ispat isteminin kabulü, ancak isnat
olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı
bulunmasına veya şikâyetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.

XV. Temel hak ve hürriyetlerin korunması

MADDE 40. – Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen
herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını
isteme hakkına sahiptir.

(Ek: 3.10.2001-4709/16 md.) Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin
hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek
zorundadır.

Kişinin, resmî görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu
uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin
sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.



ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler

I. Ailenin korunması

MADDE 41. – (Değişik: 3.10.2001-4709/17 md.) Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.

Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların
korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak
için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.

II. Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi

MADDE 42. – Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.

Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.

Eğitim ve öğretim, ****** ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda,
çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi
altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.


Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.

İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.

Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet
okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla
düzenlenir.

Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini
sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları
yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları
topluma yararlı kılacak tedbirleri alır.

Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve
inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne
suretle olursa olsun engellenemez.

Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk
vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve
öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim
ve öğretim yapan okulların tâbi olacağı esaslar kanunla düzenlenir.
Milletlerarası andlaşma hükümleri saklıdır.

III. Kamu yararı

A. Kıyılardan yararlanma

MADDE 43. – Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.

Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını
çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı
gözetilir.

Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve
kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları kanunla düzenlenir.


B. Toprak mülkiyeti

MADDE 44. – Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve
geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya
yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraşan köylüye toprak sağlamak
amacıyla gerekli tedbirleri alır. Kanun, bu amaçla, değişik tarım
bölgeleri ve çeşitlerine göre toprağın genişliğini tespit edebilir.
Topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçiye toprak
sağlanması, üretimin düşürülmesi, ormanların küçülmesi ve diğer toprak
ve yeraltı servetlerinin azalması sonucunu doğuramaz.

Bu amaçla dağıtılan topraklar bölünemez, miras hükümleri dışında
başkalarına devredilemez ve ancak dağıtılan çiftçilerle mirasçıları
tarafından işletilebilir. Bu şartların kaybı halinde, dağıtılan
toprağın Devletçe geri alınmasına ilişkin esaslar kanunla düzenlenir.

C. Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması

MADDE 45. – Devlet, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı
kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal üretim planlaması
ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak
maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve
gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır.

Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek
değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır.

D. Kamulaştırma

MADDE 46. – (Değişik: 3.10.2001-4709/18 md.) Devlet ve kamu
tüzelkişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek
karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz
malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere
göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya
yetkilidir.

Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve
peşin olarak ödenir. Ancak, tarım reformunun uygulanması, büyük enerji
ve sulama projeleri ile iskân projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni
ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla
kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla
gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde,
taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu takdirde taksitler eşit
olarak ödenir.

Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanlarının bedeli, her halde peşin ödenir.

İkinci fıkrada öngörülen taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple
ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en
yüksek faiz uygulanır.

E. Devletleştirme ve özelleştirme

MADDE 47. – Kamu hizmeti niteliği taşıyan özel teşebbüsler, kamu yararının zorunlu kıldığı hallerde devletleştirilebilir.

Devletleştirme gerçek karşılığı üzerinden yapılır. Gerçek karşılığın hesaplanma tarzı ve usulleri kanunla düzenlenir.

(Ek: 13.8.1999-4446/1 md.) Devletin, kamu iktisadî teşebbüslerinin ve
diğer kamu tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan işletme ve varlıkların
özelleştirilmesine ilişkin esas ve usuller kanunla gösterilir.

(Ek: 13.8.1999-4446/1 md.) Devlet, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer
kamu tüzelkişileri tarafından yürütülen yatırım ve hizmetlerden
hangilerinin özel hukuk sözleşmeleri ile gerçek veya tüzelkişilere
yaptırılabileceği veya devredilebileceği kanunla belirlenir.

IV. Çalışma ve sözleşme hürriyeti

MADDE 48. – Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.

Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal
amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını
sağlayacak tedbirleri alır.

V. Çalışma ile ilgili hükümler

A. Çalışma hakkı ve ödevi

MADDE 49. – Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir.

(Değişik: 3.10.2001-4709/19 md.) Devlet, çalışanların hayat seviyesini
yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri
korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik
bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri
alır.

(Üçüncü fıkra mülga: 3.10.2001-4709/19 md.)

B. Çalışma şartları ve dinlenme hakkı

MADDE 50. – Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.

Küçükler ve kadınlar ile bedenî ve ruhî yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar.

Dinlenmek, çalışanların hakkıdır.

Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir.

C. Sendika kurma hakkı

MADDE 51. – (Değişik: 3.10.2001-4709/20 md.) Çalışanlar ve işverenler,
üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve
menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın
sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve
üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya
üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.

Sendika kurma hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç
işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının
hak ve özgürlüklerinin korunması sebepleriyle ve kanunla
sınırlanabilir.

Sendika kurma hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.

Aynı zamanda ve aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz.

İşçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin bu alandaki haklarının
kapsam, istisna ve sınırları gördükleri hizmetin niteliğine uygun
olarak kanunla düzenlenir.

Sendika ve üst kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri,
Cumhuriyetin temel niteliklerine ve demokrasi esaslarına aykırı olamaz.
Mahra-i Beka
Mahra-i Beka
Admin
Admin

Ruh Hali : 9
Erkek Mesaj Sayısı : 1276
Yaş : 33
Nerden : SoNokta Kampından
Teşekkür : 9
Rep Puanı : 63144

Kayıt tarihi : 01/11/07

https://sonokta.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

T.c Anayasasi Empty Geri: T.c Anayasasi

Mesaj tarafından Mahra-i Beka Paz Ara. 02, 2007 9:37 pm

D. Sendikal faaliyet

MADDE 52. – (Mülga: 23.7.1995-4121/3 md.)

VI. Toplu iş sözleşmesi, grev hakkı ve lokavt

A. Toplu iş sözleşmesi hakkı

MADDE 53. – İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal
durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş
sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.

Toplu iş sözleşmesinin nasıl yapılacağı kanunla düzenlenir.

(Ek: 23.7.1995-4121/4 md.) 128 inci maddenin ilk fıkrası kapsamına
giren kamu görevlilerinin kanunla kendi aralarında kurmalarına cevaz
verilecek olan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları ile 54 üncü
madde hükümlerine tabi olmayan sendikalar ve üst kuruluşları, üyeleri
adına yargı mercilerine başvurabilir ve İdareyle amaçları doğrultusunda
toplu görüşme yapabilirler. Toplu görüşme sonunda anlaşmaya varılırsa
düzenlenecek mutabakat metni taraflarca imzalanır. Bu mutabakat metni,
uygun idarî veya kanunî düzenlemenin yapılabilmesi için Bakanlar
Kurulunun takdirine sunulur. Toplu görüşme sonunda mutabakat metni
imzalanmamışsa anlaşma ve anlaşmazlık noktaları da taraflarca
imzalanacak bir tutanakla Bakanlar Kurulunun takdirine sunulur. Bu
fıkranın uygulanmasına ilişkin usuller kanunla düzenlenir.

Aynı işyerinde, aynı dönem için, birden fazla toplu iş sözleşmesi yapılamaz ve uygulanamaz.

B. Grev hakkı ve lokavt

MADDE 54. – Toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında, uyuşmazlık
çıkması halinde işçiler grev hakkına sahiptirler. Bu hakkın
kullanılmasının ve işverenin lokavta başvurmasının usul ve şartları ile
kapsam ve istisnaları kanunla düzenlenir.

Grev hakkı ve lokavt iyi niyet kurallarına aykırı tarzda, toplum zararına ve millî serveti tahrip edecek şekilde kullanılamaz.

Grev esnasında greve katılan işçilerin ve sendikanın kasıtlı veya
kusurlu hareketleri sonucu, grev uygulanan işyerinde sebep oldukları
maddî zarardan sendika sorumludur.

Grev ve lokavtın yasaklanabileceği veya ertelenebileceği haller ve işyerleri kanunla düzenlenir.

Grev ve lokavtın yasaklandığı hallerde veya ertelendiği durumlarda
ertelemenin sonunda, uyuşmazlık Yüksek Hakem Kurulunca çözülür.
Uyuşmazlığın her safhasında taraflar da anlaşarak Yüksek Hakem Kuruluna
başvurabilir. Yüksek Hakem Kurulunun kararları kesindir ve toplu iş
sözleşmesi hükmündedir.

Yüksek Hakem Kurulunun kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir.

Siyasî amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grev ve lokavtı, genel grev ve
lokavt, işyeri işgali, işi yavaşlatma, verim düşürme ve diğer
direnişler yapılamaz.

Greve katılmayanların işyerinde çalışmaları, greve katılanlar tarafından hiçbir şekilde engellenemez.

VII. Ücrette adalet sağlanması

MADDE 55. – Ücret emeğin karşılığıdır.

Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde
etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli
tedbirleri alır.

(Değişik: 3.10.2001-4709/21 md.) Asgarî ücretin tespitinde çalışanların
geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da gözönünde bulundurulur.

VIII. Sağlık, çevre ve konut

A. Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması

MADDE 56. – Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.

Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.

Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini
sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak,
işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden
planlayıp hizmet vermesini düzenler.

Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.

Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.

B. Konut hakkı

MADDE 57. – Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını
gözeten bir planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak
tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler.



IX. Gençlik ve spor

A. Gençliğin korunması

MADDE 58. – Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği
gençlerin müsbet ilmin ışığında, ****** ilke ve inkılâpları
doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü
ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini
sağlayıcı tedbirleri alır.

Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden,
suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak
için gerekli tedbirleri alır.

B. Sporun geliştirilmesi

MADDE 59. – Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh
sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını
teşvik eder.

Devlet başarılı sporcuyu korur.

X. Sosyal güvenlik hakları

A. Sosyal güvenlik hakkı

MADDE 60. – Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir.

Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.

B. Sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler

MADDE 61. – Devlet, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle,
malûl ve gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat
seviyesi sağlar.

Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır.

Yaşlılar, Devletçe korunur. Yaşlılara Devlet yardımı ve sağlanacak diğer haklar ve kolaylıklar kanunla düzenlenir.

Devlet, korunmaya muhtaç çocukların topluma kazandırılması için her türlü tedbiri alır.

Bu amaçlarla gerekli teşkilat ve tesisleri kurar veya kurdurur.

C. Yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşları

MADDE 62. – Devlet, yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının aile
birliğinin, çocuklarının eğitiminin, kültürel ihtiyaçlarının ve sosyal
güvenliklerinin sağlanması, anavatanla bağlarının korunması ve yurda
dönüşlerinde yardımcı olunması için gereken tedbirleri alır.

XI. Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması

MADDE 63. – Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve
değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici
tedbirleri alır.

Bu varlıklar ve değerlerden özel mülkiyet konusu olanlara getirilecek
sınırlamalar ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımlar ve
tanınacak muafiyetler kanunla düzenlenir.

XII. Sanatın ve sanatçının korunması

MADDE 64. – Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat
eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi
ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır.

XIII. Devletin iktisadî ve sosyal ödevlerinin sınırları(*)

MADDE 65. – (Değişik: 3.10.2001-4709/22 md.) Devlet, sosyal ve ekonomik
alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına
uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde
yerine getirir.



DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Siyasî Haklar ve Ödevler

I. Türk vatandaşlığı

MADDE 66. – Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.

Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür. (Son cümle mülga: 3.10.2001-4709/23 md.)

Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir.

Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz.

Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz.

II. Seçme, seçilme ve siyasî faaliyette bulunma hakları
Mahra-i Beka
Mahra-i Beka
Admin
Admin

Ruh Hali : 9
Erkek Mesaj Sayısı : 1276
Yaş : 33
Nerden : SoNokta Kampından
Teşekkür : 9
Rep Puanı : 63144

Kayıt tarihi : 01/11/07

https://sonokta.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

T.c Anayasasi Empty Geri: T.c Anayasasi

Mesaj tarafından Mahra-i Beka Paz Ara. 02, 2007 9:38 pm


MADDE 67. – Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak,
seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasî parti içinde siyasî
faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir.

(Değişik: 23.7.1995-4121/5 md.) Seçimler ve halkoylaması serbest, eşit,
gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre,
yargı yönetim ve denetimi altında yapılır. Ancak, yurt dışında bulunan
Türk vatandaşlarının oy hakkını kullanabilmeleri amacıyla kanun,
uygulanabilir tedbirleri belirler.

(Değişik: 17.5.1987-3361/1 md.; 23.7.1995-4121/5 md.) Onsekiz yaşını
dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma haklarına
sahiptir.

Bu hakların kullanılması kanunla düzenlenir.

(Değişik: 23.7.1995-4121/5 md.; 3.10.2001-4709/24 md.) Silah altında
bulunan er ve erbaşlar ile askerî öğrenciler, taksirli suçlardan hüküm
giyenler hariç ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler oy
kullanamazlar. Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde oy kullanılması
ve oyların sayım ve dökümünde seçim emniyeti açısından alınması gerekli
tedbirler Yüksek Seçim Kurulu tarafından tespit edilir ve görevli
hâkimin yerinde yönetim ve denetimi altında yapılır.

(Ek: 23.7.1995-4121/5 md.) Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir.

(Ek: 3.10.2001-4709/24 md.) Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler,
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde
uygulanmaz.

III. Siyasî partilerle ilgili hükümler

A. Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma

MADDE 68. – (Değişik: 23.7.1995-4121/6 md.) Vatandaşlar, siyasî parti
kurma ve usulüne göre partilere girme ve partilerden ayrılma hakkına
sahiptir. Parti üyesi olabilmek için onsekiz yaşını doldurmuş olmak
gerekir.

Siyasî partiler, demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.

Siyasî partiler önceden izin almadan kurulurlar ve Anayasa ve kanun hükümleri içerisinde faaliyetlerini sürdürürler.

Siyasî partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin
bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan
haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine,
demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya
zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve
yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.

Hâkimler ve savcılar, Sayıştay dahil yüksek yargı organları mensupları,
kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri, yaptıkları
hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri,
Silahlı Kuvvetler mensupları ile yükseköğretim öncesi öğrencileri
siyasî partilere üye olamazlar.

Yükseköğretim elemanlarının siyasî partilere üye olmaları ancak kanunla
düzenlenebilir. Kanun bu elemanların, siyasî partilerin merkez
organları dışında kalan parti görevi almalarına cevaz veremez ve parti
üyesi yükseköğretim elemanlarının yükseköğretim kurumlarında uyacakları
esasları belirler.

Yükseköğretim öğrencilerinin siyasî partilere üye olabilmelerine ilişkin esaslar kanunla düzenlenir.

Siyasî partilere, Devlet, yeterli düzeyde ve hakça malî yardım yapar.
Partilere yapılacak yardımın, alacakları üye aidatının ve bağışların
tabi olduğu esaslar kanunla düzenlenir.

B. Siyasî partilerin uyacakları esaslar

MADDE 69. – (Değişik: 23.7.1995-4121/7 md.) Siyasî partilerin
faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi
ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin uygulanması kanunla düzenlenir.

Siyasî partiler, ticarî faaliyetlere girişemezler.

Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması
gereklidir. Bu kuralın uygulanması kanunla düzenlenir. Anayasa
Mahkemesince siyasî partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin
kanuna uygunluğunun tespiti, bu hususun denetim yöntemleri ve aykırılık
halinde uygulanacak yaptırımlar kanunda gösterilir. Anayasa Mahkemesi,
bu denetim görevini yerine getirirken Sayıştaydan yardım sağlar.
Anayasa Mahkemesinin bu denetim sonunda vereceği kararlar kesindir.

Siyasî partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının
açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır.


Bir siyasî partinin tüzüğü ve programının 68 inci maddenin dördüncü
fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı
verilir.

Bir siyasî partinin 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine
aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu
nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa
Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir. (Ek cümle:
3.10.2001-4709/25 md.) Bir siyasî parti, bu nitelikteki fiiller o
partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin
büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları
veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup
yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller
doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği
takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır.

(Ek: 3.10.2001-4709/25 md.) Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkralara
göre temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre
ilgili siyasî partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun
bırakılmasına karar verebilir.

Temelli kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz.

Bir siyasî partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle
sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin temelli
kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmî Gazetede gerekçeli olarak
yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin
kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar.

Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda
olmayan gerçek ve tüzelkişilerden maddî yardım alan siyasî partiler
temelli olarak kapatılır.

(Değişik: 3.10.2001-4709/25 md.) Siyasî partilerin kuruluş ve
çalışmaları, denetlenmeleri, kapatılmaları ya da Devlet yardımından
kısmen veya tamamen yoksun bırakılmaları ile siyasî partilerin ve
adayların seçim harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde
kanunla düzenlenir.

IV. Kamu hizmetlerine girme hakkı

A. Hizmete girme

MADDE 70. – Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir.

Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.

B. Mal bildirimi

MADDE 71. – Kamu hizmetine girenlerin mal bildiriminde bulunmaları ve
bu bildirimlerin tekrarlanma süreleri kanunla düzenlenir. Yasama ve
yürütme organlarında görev alanlar, bundan istisna edilemez.

V. Vatan hizmeti

MADDE 72. – Vatan hizmeti, her Türkün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin
Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği
veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir.

VI. Vergi ödevi

MADDE 73. – Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.

Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.

Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.

Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık, istisnalar
ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği
yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar
Kuruluna verilebilir.

VII. Dilekçe hakkı

MADDE 74. – (Değişik: 3.10.2001-4709/26 md.) Vatandaşlar ve
karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden
yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri
hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile
başvurma hakkına sahiptir.

(Değişik: 3.10.2001-4709/26 md.) Kendileriyle ilgili başvurmaların
sonucu, gecikmeksizin dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir.

Bu hakkın kullanılma biçimi kanunla düzenlenir.
Mahra-i Beka
Mahra-i Beka
Admin
Admin

Ruh Hali : 9
Erkek Mesaj Sayısı : 1276
Yaş : 33
Nerden : SoNokta Kampından
Teşekkür : 9
Rep Puanı : 63144

Kayıt tarihi : 01/11/07

https://sonokta.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

T.c Anayasasi Empty Geri: T.c Anayasasi

Mesaj tarafından Mahra-i Beka Paz Ara. 02, 2007 9:40 pm

ÜÇÜNCÜ KISIM

Cumhuriyetin Temel Organları

BİRİNCİ BÖLÜM

Yasama

I. Türkiye Büyük Millet Meclisi

A. Kuruluşu

MADDE 75. – (Değişik: 17.5.1987 - 3361/2 md; 23.7.1995 - 4121/8 md.)
Türkiye Büyük Millet Meclisi genel oyla seçilen beşyüzelli
milletvekilinden oluşur.

B. Milletvekili seçilme yeterliliği

MADDE 76. – Otuz yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir.

(Değişik : 27.12.2002 - 4777/1 md.) En az ilkokul mezunu olmayanlar,
kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu
hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha
fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet,
ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı
kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık,
resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa
vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik
suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile
milletvekili seçilemezler.

Hâkimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yükseköğretim
kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, kamu
kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları
hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ve
Silahlı Kuvvetler mensupları, görevlerinden çekilmedikçe, aday
olamazlar ve milletvekili seçilemezler.

C. Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçim dönemi

MADDE 77. –Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçimleri beş yılda bir yapılır.

Meclis, bu süre dolmadan seçimin yenilenmesine karar verebileceği gibi,
Anayasada belirtilen şartlar altında Cumhurbaşkanınca verilecek karara
göre de seçimler yenilenir. Süresi biten milletvekili yeniden
seçilebilir.

Yenilenmesine karar verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar sürer.

D. Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin geriye bırakılması ve ara seçimleri

MADDE 78. – Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân
görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye
bırakılmasına karar verebilir.

Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması halinde, ara
seçime gidilir. Ara seçim, her seçim döneminde bir defa yapılır ve
genel seçimden otuz ay geçmedikçe ara seçime gidilemez. Ancak, boşalan
üyeliklerin sayısı, üye tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, ara
seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına karar verilir.

Genel seçimlere bir yıl kala, ara seçimi yapılamaz.

(Ek : 27.12.2002 - 4777/2 md.) Yukarıda yazılı hallerden ayrı olarak,
bir ilin veya seçim çevresinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde
üyesinin kalmaması halinde, boşalmayı takip eden doksan günden sonraki
ilk Pazar günü ara seçim yapılır. Bu fıkra gereği yapılacak seçimlerde
Anayasanın 127 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uygulanmaz.

E. Seçimlerin genel yönetim ve denetimi

MADDE 79. – Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır.

Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi
ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim
süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün
yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama
ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını kabul
etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları
aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.

Yüksek Seçim Kurulunun ve diğer seçim kurullarının görev ve yetkileri kanunla düzenlenir.

Yüksek Seçim Kurulu yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur. Üyelerin
altısı Yargıtay, beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri
arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir.
Bu üyeler, salt çoğunluk ve gizli oyla aralarından bir başkan ve bir
başkanvekili seçerler.

Yüksek Seçim Kuruluna Yargıtay ve Danıştaydan seçilmiş üyeler arasından
ad çekme ile ikişer yedek üye ayrılır. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı ve
Başkanvekili ad çekmeye girmezler.

Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların halkoyuna sunulması
işlemlerinin genel yönetim ve denetimi de milletvekili seçimlerinde
uygulanan hükümlere göre olur.

F. Üyelikle ilgili hükümler

1. Milletin temsili

MADDE 80. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, seçildikleri bölgeyi
veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler.

2. Andiçme

MADDE 81. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, göreve başlarken aşağıdaki şekilde andiçerler :

“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez
bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma;
hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve ****** ilke ve
inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî
dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel
hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan
ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine
andiçerim.”

3. Üyelikle bağdaşmayan işler

MADDE 82. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Devlet ve diğer kamu
tüzelkişilerinde ve bunlara bağlı kuruluşlarda; Devletin veya diğer
kamu tüzelkişilerinin doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak katıldığı
teşebbüs ve ortaklıklarda; özel gelir kaynakları ve özel imkânları
kanunla sağlanmış kamu yararına çalışan derneklerin ve Devletten yardım
sağlayan ve vergi muafiyeti olan vakıfların, kamu kurumu niteliğindeki
meslek kuruluşları ile sendikalar ve bunların üst kuruluşlarının ve
katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim
kurullarında görev alamazlar, vekili olamazlar, herhangi bir taahhüt
işini doğrudan veya dolaylı olarak kabul edemezler, temsilcilik ve
hakemlik yapamazlar.

Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, yürütme organının teklif, inha,
atama veya onamasına bağlı resmî veya özel herhangi bir işle
görevlendirilemezler. Bir üyenin belli konuda ve altı ayı aşmamak üzere
Bakanlar Kurulunca verilecek geçici bir görevi kabul etmesi, Meclisin
kararına bağlıdır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği ile bağdaşmayan diğer görev ve işler kanunla düzenlenir.

4. Yasama dokunulmazlığı

MADDE 83. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis
çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri
düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine
Meclisce başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak
ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar.

Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir
milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez,
tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve
seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14
üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde
yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet
Meclisine bildirmek zorundadır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra
verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona
ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez.

Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır.

Türkiye Büyük Millet Meclisindeki siyasî parti gruplarınca, yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz
Mahra-i Beka
Mahra-i Beka
Admin
Admin

Ruh Hali : 9
Erkek Mesaj Sayısı : 1276
Yaş : 33
Nerden : SoNokta Kampından
Teşekkür : 9
Rep Puanı : 63144

Kayıt tarihi : 01/11/07

https://sonokta.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

T.c Anayasasi Empty Geri: T.c Anayasasi

Mesaj tarafından Mahra-i Beka Paz Ara. 02, 2007 9:40 pm


5. Milletvekilliğinin düşmesi

MADDE 84. – (Değişik: 23.7.1995 - 4121/9 md.) İstifa eden
milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesi, istifanın geçerli olduğu
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanınca tespit edildikten
sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca kararlaştırılır.

Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde düşmesi,
bu husustaki kesin mahkeme kararının Genel Kurula bildirilmesiyle olur.


82 nci maddeye göre milletvekilliğiyle bağdaşmayan bir görev veya
hizmeti sürdürmekte ısrar eden milletvekilinin milletvekilliğinin
düşmesine, yetkili komisyonun bu durumu tespit eden raporu üzerine
Genel Kurul gizli oyla karar verir.

Meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içerisinde
toplam beş birleşim günü katılmayan milletvekilinin milletvekilliğinin
düşmesine, durumun Meclis Başkanlık Divanınca tespit edilmesi üzerine,
Genel Kurulca üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyuyla karar
verilebilir.

Partisinin temelli kapatılmasına beyan ve eylemleriyle sebep olduğu
Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararında
belirtilen milletvekilinin milletvekilliği, bu kararın Resmî Gazetede
gerekçeli olarak yayımlandığı tarihte sona erer. Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı bu kararın gereğini derhal yerine getirip Genel
Kurula bilgi sunar.

6. İptal istemi

MADDE 85. – (Değişik: 23.7.1995 - 4121/10 md.) Yasama dokunulmazlığının
kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine 84 üncü maddenin
birinci, üçüncü veya dördüncü fıkralarına göre karar verilmiş olması
hallerinde, Meclis Genel Kurulu kararının alındığı tarihten başlayarak
yedi gün içerisinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili,
kararın, Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptali
için Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Anayasa Mahkemesi, iptal
istemini onbeş gün içerisinde kesin karara bağlar.

7. Ödenek ve yolluklar

MADDE 86. – (Değişik: 21.11.2001-4720/1 md.) Türkiye Büyük Millet
Meclisi üyelerinin ödenek, yolluk ve emeklilik işlemleri kanunla
düzenlenir. Ödeneğin aylık tutarı, en yüksek Devlet memurunun almakta
olduğu miktarı, yolluk da ödenek miktarının yarısını aşamaz. Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyeleri ile bunların emeklileri T.C. Emekli
Sandığı ile ilgilendirilirler ve üyeliği sona erenlerin istekleri
halinde ilgileri devam eder.

Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine ödenecek ödenek ve yolluklar,
kendilerine T.C. Emekli Sandığı tarafından bağlanan emekli aylığı ve
benzeri ödemelerin kesilmesini gerektirmez.

Ödenek ve yollukların en çok üç aylığı önceden ödenebilir.



II. Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri

A. Genel olarak

MADDE 87. – (Değişik: 3.10.2001-4709/28 md., 7.5.2004-5170/6
md.)Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak,
değiştirmek ve kaldırmak; Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek;
Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma
yetkisi vermek; bütçe ve kesinhesap kanun tasarılarını görüşmek ve
kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek;
milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye Büyük
Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel
ve özel af ilânına karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde
öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.

B. Kanunların teklif edilmesi ve görüşülmesi

MADDE 88. – Kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu ve milletvekilleri yetkilidir.

Kanun tasarı ve tekliflerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülme usul ve esasları İçtüzükle düzenlenir.

C. Kanunların Cumhurbaşkanınca yayımlanması

MADDE 89. – Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilen kanunları onbeş gün içinde yayımlar.

(Değişik: 3.10.2001-4709/29 md.) Yayımlanmasını kısmen veya tamamen
uygun bulmadığı kanunları, bir daha görüşülmek üzere, bu hususta
gösterdiği gerekçe ile birlikte aynı süre içinde, Türkiye Büyük Millet
Meclisine geri gönderir. Cumhurbaşkanınca kısmen uygun bulunmama
durumunda, Türkiye Büyük Millet Meclisi sadece uygun bulunmayan
maddeleri görüşebilir. Bütçe kanunları bu hükme tâbi değildir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, geri gönderilen kanunu aynen kabul
ederse, kanun Cumhurbaşkanınca yayımlanır; Meclis, geri gönderilen
kanunda yeni bir değişiklik yaparsa, Cumhurbaşkanı değiştirilen kanunu
tekrar Meclise geri gönderebilir.

Anayasa değişikliklerine ilişkin hükümler saklıdır.

D. Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma

MADDE 90. – Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve
milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına
bağlıdır.

Ekonomik, ticarî veya teknik ilişkileri düzenleyen ve süresi bir yılı
aşmayan andlaşmalar, Devlet Maliyesi bakımından bir yüklenme
getirmemek, kişi hallerine ve Türklerin yabancı memleketlerdeki
mülkiyet haklarına dokunmamak şartıyla, yayımlanma ile yürürlüğe
konabilir. Bu takdirde bu andlaşmalar, yayımlarından başlayarak iki ay
içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine sunulur.

Milletlerarası bir andlaşmaya dayanan uygulama andlaşmaları ile kanunun
verdiği yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik, ticarî, teknik veya idarî
andlaşmaların Türkiye Büyük Millet Meclisince uygun bulunması zorunluğu
yoktur; ancak, bu fıkraya göre yapılan ekonomik, ticarî veya özel
kişilerin haklarını ilgilendiren andlaşmalar, yayımlanmadan yürürlüğe
konulamaz.

Türk kanunlarına değişiklik getiren her türlü andlaşmaların yapılmasında birinci fıkra hükmü uygulanır.

Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun
hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa
Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 7.5.2004-5170/7 md.)Usulüne göre
yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası
andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle
çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas
alınır.

E. Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verme

MADDE 91. – Türkiye Büyük Millet Meclisi, Bakanlar Kuruluna kanun
hükmünde kararname çıkarma yetkisi verebilir. Ancak sıkıyönetim ve
olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasanın ikinci kısmının
birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve
ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasî haklar ve ödevler kanun
hükmünde kararnamelerle düzenlenemez.

Yetki kanunu, çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin, amacını,
kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden fazla
kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını gösterir.

Bakanlar Kurulunun istifası, düşürülmesi veya yasama döneminin bitmesi,
belli süre için verilmiş olan yetkinin sona ermesine sebep olmaz.

Kanun hükmünde kararnamenin, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından
süre bitiminden önce onaylanması sırasında, yetkinin son bulduğu veya
süre bitimine kadar devam ettiği de belirtilir.

Sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde, Cumhurbaşkanının Başkanlığında
toplanan Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde kararname çıkarmasına
ilişkin hükümler saklıdır.

Kanun hükmünde kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün
yürürlüğe girerler. Ancak, kararnamede yürürlük tarihi olarak daha
sonraki bir tarih de gösterilebilir.

Kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur.

Yetki kanunları ve bunlara dayanan kanun hükmünde kararnameler, Türkiye
Büyük Millet Meclisi komisyonları ve Genel Kurulunda öncelikle ve
ivedikle görüşülür.

Yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmayan
kararnameler bu tarihte, Türkiye Büyük Millet Meclisince reddedilen
kararnameler bu kararın Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte,
yürürlükten kalkar. Değiştirilerek kabul edilen kararnamelerin
değiştirilmiş hükümleri, bu değişikliklerin Resmî Gazetede yayımlandığı
gün yürürlüğe girer.

F. Savaş hali ilânı ve silahlı kuvvet kullanılmasına izin verme

MADDE 92. – Milletlerarası hukukun meşrû saydığı hallerde savaş hali
ilânına ve Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası andlaşmaların veya
milletlerarası nezaket kurallarının gerektirdiği haller dışında, Türk
Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı
silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin verme yetkisi Türkiye
Büyük Millet Meclisinindir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde veya ara vermede iken ülkenin ani
bir silahlı saldırıya uğraması ve bu sebeple silahlı kuvvet
kullanılmasına derhal karar verilmesinin kaçınılmaz olması halinde
Cumhurbaşkanı da, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar
verebilir.

III. Türkiye Büyük Millet Meclisinin faaliyetleri ile ilgili hükümler

A. Toplanma ve tatil

MADDE 93. – (Değişik birinci fıkra: 23.7.1995 - 4121/11 md.) Türkiye
Büyük Millet Meclisi, her yıl Ekim ayının ilk günü kendiliğinden
toplanır.

Meclis, bir yasama yılında en çok üç ay tatil yapabilir; ara verme veya
tatil sırasında, doğrudan doğruya veya Bakanlar Kurulunun istemi
üzerine, Cumhurbaşkanınca toplantıya çağrılır.

Meclis Başkanı da doğrudan doğruya veya üyelerin beşte birinin yazılı istemi üzerine, Meclisi toplantıya çağırır.

Ara verme veya tatil sırasında toplanan Türkiye Büyük Millet
Meclisinde, öncelikle bu toplantıyı gerektiren konu görüşülmeden ara
verme veya tatile devam edilemez.

B. Başkanlık Divanı

MADDE 94. – Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanı, Meclis
üyeleri arasından seçilen Meclis Başkanı, Başkanvekilleri, Kâtip Üyeler
ve İdare Amir
_________________
Niceleri geldi neler istediler
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler
Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
O gidenlerde hep senin gibiydiler
Bu dünya kimseye kalmaz bilesin
Er geç kuyusunu kazar herkesin
Tut ki , Nuh kadar yaşadın zor bela
Sonunda yok olacak sen değil misin ?
Mahra-i Beka
Mahra-i Beka
Admin
Admin

Ruh Hali : 9
Erkek Mesaj Sayısı : 1276
Yaş : 33
Nerden : SoNokta Kampından
Teşekkür : 9
Rep Puanı : 63144

Kayıt tarihi : 01/11/07

https://sonokta.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

T.c Anayasasi Empty Geri: T.c Anayasasi

Mesaj tarafından hLL^^m Paz Ocak 18, 2009 11:27 pm

waww ..! tşq Emee sayqı..
hLL^^m
hLL^^m
Normal Üye
Normal Üye

Ruh Hali : 17
Kadın Mesaj Sayısı : 402
Yaş : 29
Nerden : Önemsiiz.
Teşekkür : 2
Rep Puanı : 60680

Kayıt tarihi : 22/05/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz