Tarih Sözlüğü(2)
:: Kültür - Sanat - Tarih :: Tarih
1 sayfadaki 1 sayfası
Tarih Sözlüğü(2)
(i)
Irakeyn : İki Irak demektir. Bugünkü Irak'a Irak-ı Arabi, İran'ın batısındaki dağlık bölgeye de Irak-ı Acemf denirdi.
Islahat : İyi bir hale getirme; iyileştirme, düzelme(reform).
(i)
İdari reform : Yönetimde İyileştirme, düzenleme.
İdealizm: 1. Bilgide düşünceyi temel olarak alan ve varlığı, insan düşüncesinin kurduğunu kabul eden felsefe
görüşü. 2. (Edebiyatta) En iyiyi ve en güzeli anlatma anlayışı.
İhtilal : 1. Büyük ve ani değişiklik, 2. Bir memleketin siyası" yapışım, fikri temellerini güç kullanarak ortadan kaldırma ve onların yerine yeni düzeni, gene kuvvete dayanarak yerleştirme. Fransız ihtilali, Rusya Bolşevik (Kominist) ihtilali.
İhtisab : Osmanlıların klasik döneminde belediyenin İşlevini yerine getiren yönetim birimi. Bu işi yapana ihtisab ağası veya ihtisab emiri denirdi.
İkmal : 1. Eksik bir şeyi tamamlama, bütünleme. 2. Bir askeri birliğin asker, araç, gereç ve silah bakımlarından İhtiyacının giderilmesi.
İltizam : (Kendi üzerine alma). Devlet gelirleri olan vergilerden birini, bir bedel karşılığında toplama yetkisini alma. Bu işi yapana da mültezim denirdi.
İmaret : Yoksullara, kimsesizlere, öğrencilere ve yolculara yiyecek veren (yemek yediren) hayır kurumu.
İnkılap : 1. Değişme, bir durumdan başka bir duruma geçme. 2. Toplum ve devlet hayatında kısa sürede meydana getirilen değişiklik.
İskan : Bir insanı veya insanları yerleştirme, yer ve yurt kazandırma.
İstihdam : Bir kişi veya kişileri İse kabul etme, işsizleri iş sahibi yapma.
İstihkam : Düşmana karşı savunma yapmak üzere taş, toprak vb.den yapılan siper.
İtilaf (i'tilaf) : Uzlaşma, uyuşma, itilaf Devletleri.
İttifak : 1. Birlikte hareket etmek üzere anlaşma, 2. Bağlaşma, birleşme, birlik.
(K)
Kaime : Kağıt para, kaime-İ nakdiyye
Kalem : Osmanlılarda resmi" evrakı hazırlayan ünite katiplerin çalıştığı yer
Kapitalizm : Ferdi" teşebbüsü ve piyasa serbestliğini esas olan ekonomik sistem. Bu sistemi benimseyenlere veya teşebbüs için gerekli sermaye (kapital)ye sahip olan kimseye kapitalist denir.
Kakmacılık : Keresteyi birbirine bağlı motifler koyarak işleyen kimselerin yaptığı iş.
Karavela : Osmanlı deniz kuvvetlerinde kullanılan büyük savaş gemilerine verilen isim.
Kervansaray: işlek ticaret yollan üzerinde, kervanların konaklamaları ve her türlü ihtiyaçlarını karşılamaları amacıyla yapılmış büyük hanlar.
Kolonizatör : Koloni kurucu.(Koloni: Aynı inancı ve kültürü paylaşan insanların meydana getirdiği topluluk). Kozmopolit : İçinde değişik milletlerden kimseler bulunan topluluk
Külliye : Çeşitli işlevleri bulunan sosyal amaçlı yapı topluluğuna verilen isim. Genel olarak cami, medrese,
imaret, kütüphane, hastahane ve hamam görevini gören binaların bulunduğu yapı. Fatih Külliyesi.
Kümbet : Çadıra benzer şekilde yapılmış türbe .
Küttab : Katipler. (Katip: Bir resmi" dairede yazı yazmakla vazifeli olan memur, yazıcı, bitikçi) Divan-ı Hümayun üyesi olan Nişancı ve Defterdara bağlı kalemlerde çalışan memurlara, genel olarak küttab denirdi.
(L)
Latin : İlkçağ'da Roma'nın çevresinde yaşayan ve Roma imparatorluğu'nu kuran topluluk. Günümüzde
Latince'den doğan dilleri konuşan milletlere, genel olarak Latinler denilmektedir: İtalyanlar, Fransızlar, İspanyollar, Portekizliler. Latin Amerika (Orta ve Güney Amerika)
Liberalizm : Toplum ve devlet hayatında hürriyet ve serbestliğin en geniş ölçüde uygulanmasını savunan siyasi ve iktisadi görüş.
Lojistik : Asken" birliklerin hareketlerinde haberleşme, İkmal ve yol gibi hizmetleri sağlayan asken" bölüm.
Lonca : (Küçük bölme, hücre demek olan locadan gelir) Esnafın mesleki meselelerini çözmek üzere kurduğu Ahiliğe dayalı meslek teşkilatı.
(M)
Mamul : Yapılmış, işlenmiş, ham halden çıkarılmış.
Mebus : Millet vekili.
Merkantilizm : Bir devletin zenginliğinin değerli madenlere (altın, gümüş) sahip olmaktan ibaret olduğunu ve bunların nasıl elde edilip koruyacağını anlatan İktisadı" görüş.
Metropol : Bir ülkedeki sosyal ve ekonomik bakımdan en önemli ve en büyük şehirlerden.
Mîrî : (mir: Emir, bey). Devlete ait, beylik.
Monarşi : Miras yoluyla İktidarı elinde bulunduran kişi (sultan, İmparator, kral, melik) ve ona bağlı kimselerce devlet idaresinin yürütüldüğü siyasi" rejim.
Muhtariyet : 1. Kendi istek ve seçimine göre davranma hali, 2. Bir topluluk veya kuruluşun kendi kendini yönetme yetkisi ve hakkı, 3. Kendi başına ve bir takım imtiyazlarla yönetilen eyaletin hali. Özerklik.
Mutlakıyet : Siyası" iktidarı bir hükümdarın kayıtsız şartsız elinde bulundurduğu yönetim şekli, monarşi. Bu rejim taraftarına mutlakıyetçi denir.
Mülteci ; iltica eden, sığınan, (iltica: sığınma)
Müsadere : Suçlu görülen bir kimsenin, işlediği suçun karşılığı olarak, mal varlığına el konması. Osmanlı örfi" hukukuna göre, görevinden alınan (azledilen) yüksek dereceli memurların servetine el konabiliyordu.
Mütareke : İki tarafın anlaşarak geçici bir süre için savaşı bırakmaları, silah bırakma, ateşkes.
Müttefik : Biriyle söz ve güç birliği yapmış, antlaşma ile bağlı.
(N)
Nazır : Bakan, bir bakanlığı İdare eden. netice: Bir şey en son durumu, sonuç niyabet: Vekillik etme, birinin yerine bakma, naiblik. nizam-ı alem: 1. Dünya düzeni. 2. Kamu düzeni.
Nizami : 1. Nizam (düzen)la ilgili, istenilen seviyede olan, 2. Osmanlı Devleti'nde, Batılılaşma hareketleri sonucunda yapılan yeni düzenlemeler çerçevesinde kurulan kurumlar, özellikle ordu ve mahkemeler için kullanılmıştır. Nizamiye mahkemeleri, nizamiye ordusu.
(O)
Oba : 1. Büyük ve uzun göçebe çadırı, 2. Göçebelerin bir zaman için konakladıkları yer, 3. Göçebe ailesi. Ocaklık : Bir aileye babadan oğula geçmek üzere verilen mülk.
Oligarşi : Devlet gücünün belli bir gruba ait olması.
(Ö)
Örf : Gelenek, örfi" hukuk: Zamanın ve durumun gereğine göre geleneklere dayalı olarak konan kurallar.
Öşür(öşr) : 1. Onda bir, 2. İslam hukukuna uygun olarak üründen alınan vergi, aşar.
(P)
Parlamento : Kanun yapma (yasama), devlet bütçesini hazırlama ve hükümeti denetleme görevinde olan ve üyeleri belirli bir süre için halk tarafından seçimle belirlenen meclis.
Prototip : İlk örnek, ilk tip.
(R)
Reaya : Bir hükümdarın hüküm ve yönetimine bağlı olup vergi veren halk, yönetilenler.
Realizm : Gerçekçilik.
Resim (resm) : Vergi, bir maldan vergi olarak alınan para.
Restore : (et- ile) Hırpalanmış eski bir eseri aslına uygun hale getirme.
Ruhban : Din adamları sınıfı.
İklim-i Rum : Roma ülkesi, Türkiye.
(S)
Sentez : Birleştirme
Serasker : Yenileşme döneminde Osmanlı kara ordusu komutanı.
Sikke : Basılmış para, gümüş akçe.
Skolastik : İnanç ve bilgiyi kiliseyle, özellikle Aristo düşüncesiyle birleştirmeye çalışan Ortaçağ Avrupa'sının felsefe anlayışı.
Sosyal devlet : Toplumun bütün meselelerini bizzat devletin müdahalesi ile çözmeyi benimseyen yönetim anlayışı.
Sömürgecilik : Sömürge elde etmeyi, bir milletin diğer milletleri siyasi ve İktisadi" hakimiyeti altına almayı öngören siyasi anlayış. Müstemlekecilik.
Stratejik : (strateji: 1. Önceden belirlenen hedefe varmak için izlenen yol, 2. Bir savaşta ordunun istenilen
hedefe varmak için yönetilmesi.) Asken" konumu olan (yer) veya askeri önemi olan eşya. Jeo strateji: Bir coğrafi bölümün askeri bakımdan değerlendirme siyaseti. Jeopolitik.
(Ş)
Şer'i hukuk : İslam dininin kurallarına bağlı olarak geliştirilen hukuk, islam hukuku.
(T)
Tampon : Stratejik bakımdan iki rakip devletin arasında yer alan devlet.
Tanzimat : İdari işlerin düzenli bir hale konulması ve bunun için alınan tedbirler ve yapılan işler, ıslahat, reform.
Tebaa : Bir devletin hükmü altında bulunan halk.
Teorik : Uygulama dışında kalan, akla dayanılarak ileri sürülen düşünce.
Terakki : 1. Yükselme, artma, çoğalma, ilerleme, 2. Savaşta gösterdiği basanlarından ötürü, bir sipahiye işletmek üzere verilen ek toprak.
Teokrasi : Dine dayalı, esasları ve uygulaması dinden gelen devlet yönetimi
Teokratik: Teokrasiye dayanan.
(U)
Ulema : Alimler, bilginler.
Ulufe : Kapıkullarına üç ayda bir ödenen aylık, ücret.
(Ü)
Ümera : Emir verme yetkisine sahip olanlar, üslup: 1. Tarz, usul. 2. İfade ve yapma biçimi, 3. Bir sanat eserinin ifadesindeki emsallerine benzemeyen ve üstün anlatım biçimi.
(V)
Vakrf : Vakfeden.
Vakvak : Eski Arap seyyahların var olduğunu iddia ettikleri meyveleri insan şeklinde olan ve ekvatora
yakın yerde yetişen hayali ağaç.
Vaka-yı Vakvakiye : Vakvak Ağacı Olayı.
Vezir-i azam : Büyük vezir, sadrazam, başbakan.
Voyvoda : 1. Eflak ve Boğdan beylerinin unvanı, 2. Kesime verilen yerlerin vergisini toplamakla görevlendirilen kimse
(Y)
Yörük : Göçebe (konar-göçer) Türkmen boylarına verilen isim.
Yurt : Oturulan yer, göçebe çadırı, yurtluk: Beylik arazi, ocaklık.
(Z)
Zimmi : İslam devletinin koruma ve yönetiminde bulunan gayr-ı müslim halk.
Irakeyn : İki Irak demektir. Bugünkü Irak'a Irak-ı Arabi, İran'ın batısındaki dağlık bölgeye de Irak-ı Acemf denirdi.
Islahat : İyi bir hale getirme; iyileştirme, düzelme(reform).
(i)
İdari reform : Yönetimde İyileştirme, düzenleme.
İdealizm: 1. Bilgide düşünceyi temel olarak alan ve varlığı, insan düşüncesinin kurduğunu kabul eden felsefe
görüşü. 2. (Edebiyatta) En iyiyi ve en güzeli anlatma anlayışı.
İhtilal : 1. Büyük ve ani değişiklik, 2. Bir memleketin siyası" yapışım, fikri temellerini güç kullanarak ortadan kaldırma ve onların yerine yeni düzeni, gene kuvvete dayanarak yerleştirme. Fransız ihtilali, Rusya Bolşevik (Kominist) ihtilali.
İhtisab : Osmanlıların klasik döneminde belediyenin İşlevini yerine getiren yönetim birimi. Bu işi yapana ihtisab ağası veya ihtisab emiri denirdi.
İkmal : 1. Eksik bir şeyi tamamlama, bütünleme. 2. Bir askeri birliğin asker, araç, gereç ve silah bakımlarından İhtiyacının giderilmesi.
İltizam : (Kendi üzerine alma). Devlet gelirleri olan vergilerden birini, bir bedel karşılığında toplama yetkisini alma. Bu işi yapana da mültezim denirdi.
İmaret : Yoksullara, kimsesizlere, öğrencilere ve yolculara yiyecek veren (yemek yediren) hayır kurumu.
İnkılap : 1. Değişme, bir durumdan başka bir duruma geçme. 2. Toplum ve devlet hayatında kısa sürede meydana getirilen değişiklik.
İskan : Bir insanı veya insanları yerleştirme, yer ve yurt kazandırma.
İstihdam : Bir kişi veya kişileri İse kabul etme, işsizleri iş sahibi yapma.
İstihkam : Düşmana karşı savunma yapmak üzere taş, toprak vb.den yapılan siper.
İtilaf (i'tilaf) : Uzlaşma, uyuşma, itilaf Devletleri.
İttifak : 1. Birlikte hareket etmek üzere anlaşma, 2. Bağlaşma, birleşme, birlik.
(K)
Kaime : Kağıt para, kaime-İ nakdiyye
Kalem : Osmanlılarda resmi" evrakı hazırlayan ünite katiplerin çalıştığı yer
Kapitalizm : Ferdi" teşebbüsü ve piyasa serbestliğini esas olan ekonomik sistem. Bu sistemi benimseyenlere veya teşebbüs için gerekli sermaye (kapital)ye sahip olan kimseye kapitalist denir.
Kakmacılık : Keresteyi birbirine bağlı motifler koyarak işleyen kimselerin yaptığı iş.
Karavela : Osmanlı deniz kuvvetlerinde kullanılan büyük savaş gemilerine verilen isim.
Kervansaray: işlek ticaret yollan üzerinde, kervanların konaklamaları ve her türlü ihtiyaçlarını karşılamaları amacıyla yapılmış büyük hanlar.
Kolonizatör : Koloni kurucu.(Koloni: Aynı inancı ve kültürü paylaşan insanların meydana getirdiği topluluk). Kozmopolit : İçinde değişik milletlerden kimseler bulunan topluluk
Külliye : Çeşitli işlevleri bulunan sosyal amaçlı yapı topluluğuna verilen isim. Genel olarak cami, medrese,
imaret, kütüphane, hastahane ve hamam görevini gören binaların bulunduğu yapı. Fatih Külliyesi.
Kümbet : Çadıra benzer şekilde yapılmış türbe .
Küttab : Katipler. (Katip: Bir resmi" dairede yazı yazmakla vazifeli olan memur, yazıcı, bitikçi) Divan-ı Hümayun üyesi olan Nişancı ve Defterdara bağlı kalemlerde çalışan memurlara, genel olarak küttab denirdi.
(L)
Latin : İlkçağ'da Roma'nın çevresinde yaşayan ve Roma imparatorluğu'nu kuran topluluk. Günümüzde
Latince'den doğan dilleri konuşan milletlere, genel olarak Latinler denilmektedir: İtalyanlar, Fransızlar, İspanyollar, Portekizliler. Latin Amerika (Orta ve Güney Amerika)
Liberalizm : Toplum ve devlet hayatında hürriyet ve serbestliğin en geniş ölçüde uygulanmasını savunan siyasi ve iktisadi görüş.
Lojistik : Asken" birliklerin hareketlerinde haberleşme, İkmal ve yol gibi hizmetleri sağlayan asken" bölüm.
Lonca : (Küçük bölme, hücre demek olan locadan gelir) Esnafın mesleki meselelerini çözmek üzere kurduğu Ahiliğe dayalı meslek teşkilatı.
(M)
Mamul : Yapılmış, işlenmiş, ham halden çıkarılmış.
Mebus : Millet vekili.
Merkantilizm : Bir devletin zenginliğinin değerli madenlere (altın, gümüş) sahip olmaktan ibaret olduğunu ve bunların nasıl elde edilip koruyacağını anlatan İktisadı" görüş.
Metropol : Bir ülkedeki sosyal ve ekonomik bakımdan en önemli ve en büyük şehirlerden.
Mîrî : (mir: Emir, bey). Devlete ait, beylik.
Monarşi : Miras yoluyla İktidarı elinde bulunduran kişi (sultan, İmparator, kral, melik) ve ona bağlı kimselerce devlet idaresinin yürütüldüğü siyasi" rejim.
Muhtariyet : 1. Kendi istek ve seçimine göre davranma hali, 2. Bir topluluk veya kuruluşun kendi kendini yönetme yetkisi ve hakkı, 3. Kendi başına ve bir takım imtiyazlarla yönetilen eyaletin hali. Özerklik.
Mutlakıyet : Siyası" iktidarı bir hükümdarın kayıtsız şartsız elinde bulundurduğu yönetim şekli, monarşi. Bu rejim taraftarına mutlakıyetçi denir.
Mülteci ; iltica eden, sığınan, (iltica: sığınma)
Müsadere : Suçlu görülen bir kimsenin, işlediği suçun karşılığı olarak, mal varlığına el konması. Osmanlı örfi" hukukuna göre, görevinden alınan (azledilen) yüksek dereceli memurların servetine el konabiliyordu.
Mütareke : İki tarafın anlaşarak geçici bir süre için savaşı bırakmaları, silah bırakma, ateşkes.
Müttefik : Biriyle söz ve güç birliği yapmış, antlaşma ile bağlı.
(N)
Nazır : Bakan, bir bakanlığı İdare eden. netice: Bir şey en son durumu, sonuç niyabet: Vekillik etme, birinin yerine bakma, naiblik. nizam-ı alem: 1. Dünya düzeni. 2. Kamu düzeni.
Nizami : 1. Nizam (düzen)la ilgili, istenilen seviyede olan, 2. Osmanlı Devleti'nde, Batılılaşma hareketleri sonucunda yapılan yeni düzenlemeler çerçevesinde kurulan kurumlar, özellikle ordu ve mahkemeler için kullanılmıştır. Nizamiye mahkemeleri, nizamiye ordusu.
(O)
Oba : 1. Büyük ve uzun göçebe çadırı, 2. Göçebelerin bir zaman için konakladıkları yer, 3. Göçebe ailesi. Ocaklık : Bir aileye babadan oğula geçmek üzere verilen mülk.
Oligarşi : Devlet gücünün belli bir gruba ait olması.
(Ö)
Örf : Gelenek, örfi" hukuk: Zamanın ve durumun gereğine göre geleneklere dayalı olarak konan kurallar.
Öşür(öşr) : 1. Onda bir, 2. İslam hukukuna uygun olarak üründen alınan vergi, aşar.
(P)
Parlamento : Kanun yapma (yasama), devlet bütçesini hazırlama ve hükümeti denetleme görevinde olan ve üyeleri belirli bir süre için halk tarafından seçimle belirlenen meclis.
Prototip : İlk örnek, ilk tip.
(R)
Reaya : Bir hükümdarın hüküm ve yönetimine bağlı olup vergi veren halk, yönetilenler.
Realizm : Gerçekçilik.
Resim (resm) : Vergi, bir maldan vergi olarak alınan para.
Restore : (et- ile) Hırpalanmış eski bir eseri aslına uygun hale getirme.
Ruhban : Din adamları sınıfı.
İklim-i Rum : Roma ülkesi, Türkiye.
(S)
Sentez : Birleştirme
Serasker : Yenileşme döneminde Osmanlı kara ordusu komutanı.
Sikke : Basılmış para, gümüş akçe.
Skolastik : İnanç ve bilgiyi kiliseyle, özellikle Aristo düşüncesiyle birleştirmeye çalışan Ortaçağ Avrupa'sının felsefe anlayışı.
Sosyal devlet : Toplumun bütün meselelerini bizzat devletin müdahalesi ile çözmeyi benimseyen yönetim anlayışı.
Sömürgecilik : Sömürge elde etmeyi, bir milletin diğer milletleri siyasi ve İktisadi" hakimiyeti altına almayı öngören siyasi anlayış. Müstemlekecilik.
Stratejik : (strateji: 1. Önceden belirlenen hedefe varmak için izlenen yol, 2. Bir savaşta ordunun istenilen
hedefe varmak için yönetilmesi.) Asken" konumu olan (yer) veya askeri önemi olan eşya. Jeo strateji: Bir coğrafi bölümün askeri bakımdan değerlendirme siyaseti. Jeopolitik.
(Ş)
Şer'i hukuk : İslam dininin kurallarına bağlı olarak geliştirilen hukuk, islam hukuku.
(T)
Tampon : Stratejik bakımdan iki rakip devletin arasında yer alan devlet.
Tanzimat : İdari işlerin düzenli bir hale konulması ve bunun için alınan tedbirler ve yapılan işler, ıslahat, reform.
Tebaa : Bir devletin hükmü altında bulunan halk.
Teorik : Uygulama dışında kalan, akla dayanılarak ileri sürülen düşünce.
Terakki : 1. Yükselme, artma, çoğalma, ilerleme, 2. Savaşta gösterdiği basanlarından ötürü, bir sipahiye işletmek üzere verilen ek toprak.
Teokrasi : Dine dayalı, esasları ve uygulaması dinden gelen devlet yönetimi
Teokratik: Teokrasiye dayanan.
(U)
Ulema : Alimler, bilginler.
Ulufe : Kapıkullarına üç ayda bir ödenen aylık, ücret.
(Ü)
Ümera : Emir verme yetkisine sahip olanlar, üslup: 1. Tarz, usul. 2. İfade ve yapma biçimi, 3. Bir sanat eserinin ifadesindeki emsallerine benzemeyen ve üstün anlatım biçimi.
(V)
Vakrf : Vakfeden.
Vakvak : Eski Arap seyyahların var olduğunu iddia ettikleri meyveleri insan şeklinde olan ve ekvatora
yakın yerde yetişen hayali ağaç.
Vaka-yı Vakvakiye : Vakvak Ağacı Olayı.
Vezir-i azam : Büyük vezir, sadrazam, başbakan.
Voyvoda : 1. Eflak ve Boğdan beylerinin unvanı, 2. Kesime verilen yerlerin vergisini toplamakla görevlendirilen kimse
(Y)
Yörük : Göçebe (konar-göçer) Türkmen boylarına verilen isim.
Yurt : Oturulan yer, göçebe çadırı, yurtluk: Beylik arazi, ocaklık.
(Z)
Zimmi : İslam devletinin koruma ve yönetiminde bulunan gayr-ı müslim halk.
ADMİNİYE- Normal Üye
- Ruh Hali :
Mesaj Sayısı : 398
Nerden : nEReyee xD
Teşekkür : 0
Rep Puanı : 62270
Kayıt tarihi : 10/11/07
:: Kültür - Sanat - Tarih :: Tarih
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz